diyarbakır ın kulp ilçesinde inşa edilen hidroelektrik santraller kulp çayı nı kuruttu. evrensel gazetesinin haberine göre kulp çayı üzerine yapılan ve diyarbakır da yapılan ilk hes projeleri olan hes 1 ve hes 4 projeleri için yapılan yol yapımı vadide ağaç bırakmadı. çayın aktığı vadi kurudu, canlılar tek tek öldü, musluk suyu yerine musluklardan çamur akmaya başladı. kulp halkı tepkisini göstermek için platform kurdu.
kulp çayında yapımına 2007 yılında başlanan ve biri 2009 yılında, öteki bu yıl tamamlanan hes projelerinin daha da artırılması düşünülüyor. kulp çayı üzerindeki hidroelektrik santrallerin benzerinin eskar çayı ve misur deresi üzerinde de yapılması planlanıyor. kulp halkının hidroelektrik santrallerin zararlarından pek haberleri yok. ancak tepkisiz değiller. ilçe halkı '' elektrik üretiyorlar ama suyumuza zarar veriyorlar. ilçemizin tek doğal güzelliği olan çayımızı yok ediyorlar'' diyorlar. bu duruma tepkili olan ilçe halkı, pasur doğal çevreyi koruma platformu etrafında örgütlenmeye başladılar.
hafriyat çaya atılıyor
padçek sözcüsü metin kılıç, hes yapımına başlandığında ilçe halkının iş vaadiyle susturulduğunu söyledi. ancak bunun yalan olduğunun kısa sürede ortaya çıktığını belirten kılıç, arıtma tesisinin kurulmadığı gibi çed raporunun bile alınmadığını söyledi. hes yapımında çıkan hafriyatın çaya atıldığını söyleyen kılıç '' daha sonra o hafriyat suya karışıyor ve su çamurlu, tortulu oluyor'' dedi.
kulp halkı musluk sularının çamurlu olmasından yakınıyor. kadın erkek, genç yaşlı demeden kulp halkı sabahtan akşama kadar evlerine camilerden ve çeşmelerden su çekiyor. musluktan su içemediği için tepkili olan mehmet emin kartal '' hes diye bişey yapmışlar. çayımız kurudu. suyu bıraktıkları zaman su da çamurlu akıyor. musluklarımıza çamurlu su geliyor.'' dedi. hes in ne olduğunu bilmediğini söyleyen kartal '' bir santral yapmışlar elektrik üreteceklermiş. çayın suyu kurudu, araziler susuz kaldı. onların ürettiği elektrikten biz yararlanamıyoruz. ramazan ayında abdest alacak suyumuz bile yok.'' dedi.
