insanlar kulların yaptıklarına bakıp "bakın inandıkları yanlışmış" diyorlar.
sevgili Peygamberimiz (sav):"Nefsim kudret elinde olan Zât'a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helâk eder; sonra günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi." diyor.(Müslim, Tevbe 9.)
allah "ben bir gizli hazine idim bilinmek bulunmak için alemleri yarattım" diyor. (kutsi hadis)
tüm resme bakıldığında amacın nihai başarmak olmadığı aşikar. allah hatasız nesneler dileseydi onu yaratırdı. o kendilerine irade verdiği insanları yarattı. iyilik ve iyilik eksikliği olmadan bu varlık aleminin rengi yok. her şey güzel olsaydı güzelliğin anlamı olmazdı.
hata yapan müslüman imtihanında bir merhalededir ve imtihan sürdükçe (ömrü sürdükçe) herşeyini kurtarma fırsatı var.
yaşayan, yaşamış ve yaşacak her bir insanın muhatabı allah'dır. onunla allah'ın arasındadır olan.
her bir bireyin de kendisine allahın varlığı tebliğ edildi, ediliyor; edilecek. ve bu mesuliyet de kendisi ile allah arasında. başkaları değil, yaşayanlar değil, yaşamışlar değil, yaşayacaklar değil; allah ile kul var. bir insanın imanı tüm kuramları ile varlık aleminin üzerinde. gerçekleştiğinde iman; diğer tüm ihtimaller, tüm realiteler detay bile sayılayamayacak kadar küçükler.