'60 darbesini ezanın türkçe okunmasına bağlayan yazar. üstelik bunu yaparken, darbe bildirisini "kim okumuştu?", "nato ve cento'ya bağlı diye kim demişti?" diye bir imada bulunuyor.
kişilik olarak düzgün biri olduğu aşikar, ancak bolca çelişkisi mevcut. kendisini bir zamanlar "ülkücü" olarak tanımlıyormuş. bir zamanlar da olsa, kendisini ülkücü olarak tanımlayan kimse, alparslan türkeş ile ilgili böyle çirkin imalarda bulunmaz.
ha, eğer bilmiyorsa söyleyelim:
o bildiri metnindeki o cümleler, yurtdışından tepki çekmemek için kullanılmıştır. iki kutuplu sistemin hakim olduğu bir düny koyada, darbeyi gerçekleştirenler, metne bu cümleyi koyarak son derece duyarlı davranmışlardır. bu birincisi.
ikincisi...
kendisi tarih öğretmeni. ancak ne yazık ki yakın tarih hakkındaki bilgisi çok az.
kendisine öncelikle dp ve kırşehir ilişkisini hatırlatmak istiyorum. hatırlıyor mu? hayır ama ben hatırlatayım. mp'nin kapanmasından sonra, ckmp'nin kırşehir'den adayı osman bölükbaşı'nın seçilmesi sonucu, kırşehir "ilçe" yapılmıştır.
sadece bu olay bile, dp iktidarının demokrasiyi ne derece az hazmettiğinin bir kanıtıdır.
bak ben demokrat değilim. sözlükte demokrasi oynayan birileri varsa, onlardan birisi sensin. o yüzden söylüyorum bunu.
bununla birlikte, kendisine demokrat parti'nin demokrasi ile taban tabana zıt olacak zilyon tane uygulamasını yazabilirim. o dönemdeki muhalif gazetecilerin başına gelenler ve tahkikat komisyonları başta olmak üzere.
ama değer mi?
sanmıyorum.
bir tarih öğretmenine tarih öğren diyemem. ancak, yakın tarih öğren diyebilirim.
bir politik olayı, bir askeri darbeyi, sivil-asker ilişkilerinden, iktidarın genel politikalarından ve diğer saiklerden ayırarak yalnızca "türkçe ezana" endeksleyen birisine ne desek boş.
üzülürüm, öğrencilerinin hal-i pür melaline.
ekleme: dp düşmanı değilim. zira genelde dp, özelde ise özellikle celal bayar ve adnan menderes türk düşmanı değiller. bununla birlikte idamlar da son derece alçakça kararlar. ancak, menderes'in bir demokrasi aşığı olduğu masalını da kimse anlatmasın.