haklılık falan değil paşam. 300 spartalı'da bir mahluk vardı ya. kambur bir tip.
leonidas almamıştı bunu orduya. o da gidip tanrı kral ile işbirliği yapmıştı.
çeşitli vaadlerde bulunmuştu tanrı kral. bu da kendini bok sanmıştı afedersiniz.
olay budur. elinde silahla çatışmaya giren militanın zaten haberi yok birşeyden.
ona bir gözlük takmışlar. gözlüğün iç camlarına da cennetten fotoğraflar yapıştırmışlar.
ama gözlüğün dışındaki dünya öyle değil.
örgütün yönetim kademesi ise, dönemin tanrı krallarından işittiği vaadlerle, bir kısmı gerçekleşen vaadlerle, tam olarak kendini bir bok sanıp* sözde mücadeleyi başlatmış-devam ettirmiş, onların eteklerine üşüşenler de bu sözde mücadelenin haklılığından bahseder olmuştur.
haydi kürdistanı kurduk. verdik biz ülkenin doğusunu diyelim.
kendi kendinizi nasıl yöneteceksiniz hiç düşündünüz mü? yönetebilecek misiniz?
dövlet bubağ bakıyordu size. o zamanki devlet babanız çalışmaktan zerre kadar anlayan adamlardan mı oluşacak?
yıllarca yardımla yaşamaya alışmış bir millet çalışıp yükselebilir mi?
alnının teriyle kazananları ve bölücülüğü değil birliği savunan kardeşlerimi tenzih ederim. ama durum bu.
hadi onu da geç. kürdistan özgürlük mücadelesinin haklılığını bebek öldürerek, ihtiyar öldürerek, kadın öldürerek yitirmediniz mi?
hatta ve hatta kendi insanınıza* dahi kıyarak maskenizi kendiniz düşürmediniz mi?
