bu adamın halk isimli şiiri beynimde öyle bir yankılanıyor ki şu aralar..
--spoiler--
halkım ben.
hani şu sayılamayan,
hani şu çok halk.
soluğumun öyle bir gücü var ki..
sessizliği deler geçerim, dinlemem,
filiz verir, boy atarım,
zifiri karanlık demem.
zulüm, acı, ölüm, şu bu.
bir anda gizlerse de tohumu,
ölmüş gibi görünürse de halk,
döner gelir elbet bir gün nisan ayı.
kavuşur baharına toprak,
kızgın eller dağıtır atar ağır havayı.
ölümün içinden yeşerir yaşamak.
--spoiler--
zor günler, yokluklar, 'zulümler, acılar, ölümler, şunlar, bunlar' vs..
yıllardan beri uyutulan, sömürülen, hor görülen, ayrıştırılmaya çalışılan, birbirine düşürülmeye uğraşılan, yaşam kavgasında yorgun düşürülen, nefretle yoğrulup bilenen, eğreti kurnazlıklara mecbur bırakılan halkımız..
hepsini aşacak; 'sessiliği delip geçecek, filiz verip boy atacak' bir gün insanımız. inanıyorum..
bu yüzden fazla hayalperest, fazla ütopik, fazla romantik bulunsam da zaman zaman, inanıyorum işte.
hem ne demiş pablo neruda? 'ölümün içinden yeşerir yaşamak.'
öümlerin içinden yeşerecek tüm yaşamaklar.. inanıyorum..