no strings attached

entry38 galeri
    20.
  1. yönetmenliğini Ivan Reitman'ın yaptığı, başrollerini Natalie Portman ve Ashton Kutcher'ın paylaştığı film. romantik desen, değil. komik desen, değil. ve en önemlisi; hiç inandırıcı değil. (uyarı! şu dakikadan sonra yazacaklarım azıcık ucundan spoiler içerir. istersen sen bakma.)

    misal; adam karakteri, sevgilisinden ayrılmış ve 8 aydır kimseyle birlikte olamamış bir tip. ve tecrübe ettiğimiz üzere bu adamlar ekseriyetle tipsizdir. zira, bir çük 8 ay boyunca insan içine çıkmamış ve ait olduğu vücudun başka bir uzvu tarafından tatmin edilmişse, anlaşılacağı gibi o adama ücretsiz kimse vermiyordur. böyle bir karakteri tutup da Ashton Kutcher gibi bir insana oynatmakta yapılacak en yersiz hatadır. yani, sizce de böyle bir adamın kadınlarla birlikte olmak için bu kadar çabalaması saçma değil mi? hadi bunu geçtim. kainattaki tüm erkeklerin ortak hayalinin, özgürce sevişmek olduğu (bağlanmamak, sorumluluk almamak vs.) bilinen bir gerçekken, neden her filmde romantizm kasan yakışıklı bir adam oluyor ki? kadın zaten fuck buddy kafasında, mesaj atıyorsun bi' koşu gelip ateşli ateşli sevişiveriyor. daha neyi elde etmek peşindesin abi sen? hayır böyle yapıyorsunuz, bizi can evimizden vuruyorsunuz, sonra gerçek hayatta böyle sanıyoruz. sokak lambasının altında sevgilimiz bizi niye aniden öpmedi diye depresyona giriyoruz.

    ayrıca, her romantik komedi filminde; kalbi kırılmasın diye ilişkilere mesafeli bakan, karşı cinsle işi ciddiye bindirmekten korkan, hayatındaki en acı verici olaylara bile sıradan bir şeymişçesine yaklaşan, fakat en nihayetinde birine delice aşık olan tipleri görmekten fena halde sıkıldık. ve böylesi bir tipi Natalie Portman'ın canlandırmasına gerçekten çok üzüldük. yeminle ağlıyorum şu an.

    hoşuma giden bir şey var ki söylemeden geçemeyecağim; romantik insan Adam franklin, adet dönemindeki kızımıza bir kutu çikolatalı kek ve regl günlerine özel içinde 'kanamak' kelimesi geçen şarkılardan oluşan bir cd ile gidiyor. gerçekten etkileyici. (bleeding love ile kâh güldüm kâh hüzünlendim, ergenliğimden kalma bir nostalji fırtınası oldu resmen) yaratıcı zekanın önünde her daim saygıyla eğilirim.

    ha bir de şu replik iyiydi; "kime aşık olacağımızı seçemeyiz ve asla olması gerektiği gibi olmaz."
    0 ...