evet sevgilim. işte gene ben geldim. bugünde seni çok özledim çok... bugün bir şeyi fark ettim. hani yazar diyor ya hasretinden prangalar eskittim diye bende eskitmişim. sana takılıp kalmışım. sen tanıyalı 8 sene oldu, sen gideli 2 sene. sana sorarsak lafı bile edilemeyecek mikroskopik bir zaman, bana sorarsak ömrün 2 senesi. saniyeleri saymaya başladım artık. hani geceleri uyurken saatin tik tak sesini farkedersin, bütün gece uyutmaz ya seni, bütün gece ıstırap çektirir sana, bu durumda artık benim için öyle olmaya başladı. nefes alamıyorum artık... boğazımı her saniye sıkan o el gitmedi hala. üstelik artık daha çok sıkmaya başladı sevgilim. Her gün profilindeki yazılara bakıyorum.. hayatına biri girip biri çıkıyor. onlar için yazdığın her güzel söz, bana bir akrebin sokması kadar hain geliyor. sonra aradan biraz zaman geçiyor tekrar bakıyorum. bu sefer onun için yazdığın her güzel sözün yerini en aşşağılayıcı sözler alıyor. sonra bir daha bakmayacam bu sefer tamam, bu sefer bitti diyorum her gün.. ama ertesi gün tekrar sana sarılıyorum. içimdeki o umut hiç bitmiyor biliyor musun. her gün belki diyorum, belki gelir. kimseyi sevmek istemiyorum o yüzden. ama biliyorum bir daha asla gelmeyeceksin. bundan belki de 5 sene sonra evlenmiş olacaksın. çocukların olacak. güzel bir evin olacak. ama o çocuklar benden olmayacak, sabah benim kollarımda uyanmayacaksın, beni öperek uyandırmayacaksın, benim için kahvaltı hazırlamayacaksın, akşam camda benim gelmemi beklemeyeceksin, akşamları benim evimin odası sen kokmayacak, benim gözlerime bakarak tekrar uykuyakalmayacaksın, yada tv başında koltukta uyuya kalınca benim yanıma sıkışmak istemeyeceksin. ben Allah'ın belkide bana ayırdığı koca ömrü şimdi farkediyorum. seninleyken pervaneleşen yelkovanlar sensiz mıhlanıp kalınca yerli yerine, zamanlar akmayınca, 1 gün bile koca bir gün oluyor. keşke sesimi duyabilsen... yetti artık canıma bu kadar acı... sen gittin şimdi bir ben kaldım geriye... beni ömrün bütün sıkıntılarıyla baş başa bıraktın... ama gene de unutamıyorum...