bir dizi kendine has kurallar içerir. bu kurallar tüm mahallelerde geçerli olup, fifa'nın bile beceremeyeceği bir organizasyonla tüm ülke geneline yayılmıştır.
o kurallardan bazıları;
>üç korner bir penaltıdır.
>en iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer alamaz.
>maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulur.
>abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip küfür edilir.
> maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenir.
>anne-baba çağırınca maç biter.
>topu patlatan parasını öder.
>takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, topun sahibine aittir.
>kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe "açılsana lan 3 kere sektirdim" der, rakip açılır.
>top çüke çarparsa, kişi koltukaltlarından tutulup silkelenir, işetilir.
>penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılır. eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmaz.
>frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin kocaman 3 adım atmasıyla belirlenir.
>top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınır.. topu ilk kim kaparsa o takımda başlar.
>gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse gol yiyen takım 360 derece dönerek durumu kabullenir.
>eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "adamın devam ediyor." der.
>atan alır mevzusu vardır. eğer top kime çarpıp abuk zubuk biyere kaçmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alır.
>eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa kale çizgisinde yere yatılarak topa kafa vurulur.
>maçların süreleri, 5'te devre 10'da biter, iftar için okunan akşam ezanı son düdüktür.
not: bu kurallara uymak zorunda olduğunu bilen, bildiğiyle amel etmeyip çoğu yerde mızıkçılık hatta dövüş çıkaran, sadece birkaç saat sonra barışıp tekrar kale direklerini(taşlarını) kurup maç yapmaya başlayanlara..