yüzlerce yıl emperyalistlerin kanlarını emdiği afrika ülke ve toplumlarına yardım edilmesi kadar kişilikli bir davranış yoktur. burada sorunum yoktur. isteyen yardım eder; överim bile. yalnız...
türkiye'de sosyal devletin bitirilmesi ile ortaya çıkan durum da ortaya konmalıdır. çalışabilecek durumda olup da çalışamayan milyonlarca kişi var bu ülkede. çalışanların durumu ise onlardan pek farklı değil çünkü çoğu emekçiye verilen ücretler yoksulluk sınırının ve hatta açlık sınırının altındadır. toplumda orta direk bitmiştir. ülkenin tüm varsıllığı bir avuç yandaşın ceplerine dolmaktadır. -buna neden olanlar hâlâ %49 oy alıyorlar; ayrı konu- devletin temel görevleri bir bir kapitalizme peşkeş çekiliyor. eğitim, güvenlik ve sağlık bunların başında gelmektedir. eğitim için yapılan tek şey bina dikmektir ki onun da nedeni kent içinde kalan değerli topraklarda bulunan okulların arsalarını gene yandaşlara peşkeş çekmektir. okulları bile topluma şirin gözükmek derdinde olan "sanatçı"lar yaptırmaktadırlar. evine ekmek götüremeyen babalar; çocuğuna bir tas çorba içiremeyen analar; gece açlıktan midesi acıdığı için uyuyamayan çocuklar; ve hatta kocası cinnet geçirdiği için türkiye'de her gün ölen iki kadın... bunlar artık sıradan şeyler.
işte tüm bunlar ve daha beterleri artık türkiye gerçeği oldularsa önce kapımızın önünü temizlememiz gerekmektedir. önce sınıfsal ayrımı besleyenlerin besinlerini kesmeli sonra da bu besini ulusun geneline dağıtmalıyız. ne zaman ki bu durumlar düzeltilir işte o zaman türk ulusu'ndan başka ülkelere yardım etmeleri istenebilir.
haaa, toplumu sömürerek cebini şişirenler gene bir halkla ilişkiler numarası yapıp "afrika'ya yardım ediyoruz" derlerse de onların ağızlarına sıçayım!
sen çalmasan da türk ulusu açlığa ve yardıma mahkûm olmasa; nasıl olur?
not: afrika'da tabiî ki âtıl durumda bekleyen işgücü vardır. ancak bunun sorumluluğunun biri afrikalılar ise 1000'i emperyâlistlerdir.