bugün herşeyi bir kenara bırakıp sana dahil olmayı denedim tekrar. az kalsın yine başarıyordum bunu, ama yapamazdım. bunu kendime yapamazdım. senin ruhun duymayacaktı, bense acılardan acı beğenecektim kendime. ben nefes almak için tanrı'ya yalvarırken, senin başka isteklerin olacaktı tanrı'dan. ve ben bunu istemedim. ben sen olmadan seni sevmeyi istemedim. sadece 1 ay oldu belki sensiz kalalı. buna alıştım. bilirsin herşeyi kolay kabullenebilirim... sadece bugün birden düşünmediğim şeyler düşündüm. 'hayatımda olsan..' diye başlayan cümleler kurdum kendime ve durdurdum aynı hızla. engel oldum. çünkü olmazdı. sen bana verdiğin sözleri tutmamıştın belki ama ben tuttum, tutuyorum da hala. herşey yolunda aslında, merak etme. iyiyim ben. yemeğimi yiyorum, ağlamıyorum, üzülüp de ülserimi coşturmuyorum. verdiğim sözleri tutuyorum.
bir gün tekrar birarada olacağımızı biliyorum çünkü. sence de saçma bitmedi mi? her anı saçmaydı. ağlayarak bitti. saçmaydı sevgilim işte. son kez buluşacaktık amacımız sadece hediyelerimizi vermekti. ama ne oldu? buluştuktan itibaren tam 1 saat boyunca birbirimizin yüzüne bakamadık. deli gibi ağladık karşılıklı ama hiç konuşmadık. en çok sen istedin ayrılmayı ama en çok da sen ağladın karşımda. karşımda resmen peçeteliği sömürdün. bense sustum sen tüm bu saçmalıkları yaparken, çok kızgındım. belki de hakettiğini düşündüm, ondandır. acı çekmiyorum şuan. sadece bu sabah tesadüfen teninin kokusu olan birşey geçti elime. önce senden kalanların yanına kaldırdım. sonra durduramadım kendimi ve kokladım. evet unutmamışım o kokuyu. ellerim titredi ama ağlamadım. hatta gülümsedim ve 'kokun o kadar keskin ki hala geçmemiş. ' dedim...
şimdi neler yaptığını, nerelerde olduğunu biliyorum; ama sen benim nerelerde ne yaptığımı bilmiyorsun. bunun böyle olmasını ben istedim. gerçekten unutabilecek misin? hiç sanmıyorum nedense. 8 aya biz rahat 3-4 yıllık bir ilişki sığdırdık. ve 1 veya 2 kere kavga ettik. beni bu kadar iyi tanırken başka birini tanıma cesaretini gösteremeyeceksin, bundan eminim. bir yerlerde tıkanacaksın ve ben aklında olacağım. bana tıkandığın için 'lanet olsun. ' demeyeceksin, arayacaksın en azından sesimi duyacaksın; çünkü biliyorsun seni üzebildiğim kadar mutlu da edebilirim. 'Bizim her zaman bir şansımız var, biz bunu her zaman hakediyoruz. ' demiştim. bu lafıma güvenip de arayacaksın belki de beni. lakin o vakit ben ne hissederim meçhul.
bugüne kadar sen düştüğünde beni de çektin kendinle beraber halbuki yardım istemen gerekirdi. ben düştüğümüzü gördüğümde elimi uzattım, zor da olsa yardımımı aldın. ama bu seferki güçsüzlüğün beni de tüketti. benden tüm enerjimi aldı. duygularımı uyuşturdu ve ben mantığımla yoluma devam etmek istedim artık; çünkü beni çok yormuştun. benim kimseye verecek 2. bir şansım yok aslında, sana bu şansı tanımamın koşulu 'gücünü toplaman' dı. eğer bunu göremezsem sende beni istediğinde, başka şansımız olmayacak, biliyorsun değil mi? umarım biliyorsundur...
ve şimdi sevgilim... son kez seni seviyorum diyorum, uzun bir süre senden gidiyorum yine. beklemiyorum seni. umudum da yok, emin olduğum şeyler var, o kadar. sessizce kayboluyorum yine senden ve sensizlikten. kendimle ve onlarlayım uzun bir süre. ben uzun bir süre daha iyi olmayı istiyorum, ondan gidiyorum...