ışıkta ayrı, karanlıkta ayrı güzel gözlerin. Seviştikten sonra düştüğünde göğsüme başın, boya görmemiş saçlarının arasından bakardım gözlerine. Fark ettiğinde "yaaaa" derdin, tenim gibi kokan parmaklarınla çenemden tutup duvara çevirirdin başımı. haylazca tekrar bakardım. Omuzlarımdan itip yatağa, kaybolurdun kollarımda.
Dudaklarım konuşurken boynuna dokunurdu. Kıskanç afrodit'e inat, eros'un kendini, kendi okuyla vurup psykhe'e delicesine bağlanmasını, aşık olmasını anlatırdım sonra. Sonunu hiç dinleyemedin.
Eros, "ben senin için ne yaptım, sense beni öldürmek istiyorsun" derdi ve sen uyurdun. Gerdanını öptüğümde yarı açılırdı gözlerin. Gündüzün yeşili mezar olurdu. gülümserdim, sen görmezdin. "işte beni oraya gömün!"
Uykunda konuşurdun, deli de yatardın hani. Kaç gece yakaladım kolundan, kaç gece seviştik ardından. Sarhoşken "beni bırakma" derdin, ayılınca giderdin.
