yalnızlık üzerine saçmalamalar

entry14 galeri
    4.
  1. yalnizlik ve mutluluk
    insan doğduğunda çıplaktır.ikiz, üçüz,dördüz bile doğsa kendine özgü vücut pısı ile tektir. bireysel farklılıkları ve kişisel özellikleriyle tüm diğer canlılardan (insanlar,hayvanlar,bitkiler ve mantarlar dahil.) farklıdır. dolayısıyla bir eşi daha yoktur.
    tüm özelliklerinin farklılığı ya da sadece bir özelliğinin farklılığı onu diğer herşeyden (maddeden-canlıdan) arındırır.arınır yani kendi olur.kendini bulur. yani aslında hepimiz birer yalnızız.yani yeryüzündeki herkes birer yalnızlığı nitelemekte.peki yalnızların oluşturduğu bir kümede yaşadığımız düşünelim.herkes yalnızsa yanyana olmaları aynı kümede olmaları onları yalnızlıklarından arındırır mı? yoksa yalnızlıkları pekiştirir mi?
    hepimiz yalnız olmadığımızı sanırız bu kümede...aslında bir insandan bir insana,evden-eve,işten-eve,,bara diskoya,caddeye koşuşumuz da insanlarla yanyana yüzyüze gelip yanlarından geçip gidip seslerini duyup bize aslında kendi yalnızlığımızı unutturduğu için değil midir?
    tüm bunlar yalnızlığımızı gidermez öldürmez yok edemez...sadece bir süreliğine unutturur.biz durumlar, insanlar, avuntular değiştikçe mutluluğumuz kullanım süresi dolana dek güncelleriz..
    bu unutum süresinde de avunuruz..yalnız değil,toplumsal olduğumuz için avunuruz.(avuntu:bknz halk dilinde mutluluk...)
    evet burada başlıklı bir yazının özünü şematik olarak göstermiş bulunuyoruz. şemayı yorumlarsak avuntularımızı mutluluk sanıyoruz. mutlu olduğumuz sanarak;kendimizi, hayatımızdaki kişileri,(sevgilimizidostumuz..vs) kandırıyoruz.
    pragmatist yaklaşacak olursak; her iki tarafın da çıkarlarına uyan ilişkiler ağı, hatta yumağı, hatta kördüğümlerin yumaklaşması yani çözülemez avuntularımız çıkarlarımıza hizmet eder gibi görünse de insana çok büyük de bir kötülük yapar aslında. onu kendinden uzaklaştırır,kandırır.var olmayan ,yalancı sahte bir dünyaya yapıştırır.ama bu düşündüğünüz gibi kuvvetli bir yapışkan değildir. sadece tükürüklenmiştir. ve kuruyunca,insan oradan düşüp yalnızlığıyla yüzyüze eldiğinde tüm sahte hislerden arınacak ve alkol vücudundan çıkmış olacaktır.
    peki ne kadar ne zamana kadar sürecek bu sarhoşluk ?
    cevap:eğer şanslıysanız uzun sürer.şimdi aklınızdan şöyle bir soru geçebilir."bu nasıl bir çelişki?"evet bu bir çelişki bu bir kısır döngü.ben buna kendi̇ni̇ kandirabi̇lmek di̇yorum.
    -abilmek ;çünkü bu bir yetenek işi.şimdi kendini kandırma yeteneğinden yoksun birçok insan (sayısını bilmemekle birlikte;tek tanıdığım kişi kendimim.)neden yaşadığını ne yapması gerektiğini bilemeden fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayarak yaşamakta...
    eğer kişi materyalist ise durum daha da vahim.çünkü yaşamın anlamsızlığı çok daha belirgin.
    mutluluk yani avuntu:sadece bir kaçma-kovalama eylemidir.kaçan mutluluktur.hep kaçar..
    kovalayan da biz insancıklar---ben=siz insancıklar... bazen yaklaşıyorsunuz işte o zaman sahip olduğunuzu sanıp kocaman kocaman aidiyet cümleleri kuruyorsunuz...ona sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. (bu bir insan ya da madde olabilir)sonra tüm avuntular gibi gidveriyor. yıkılıyorsunuz....yikildiniz çünkü; sahip olduğunuzu sandınız. kendi bencilliğinizdir aslında sizi yıkan sevdiğinizi sandığınız herşeye sahip olma arzusu. avuntularınızı öyle benimsiyor, içselleştiriyorsunuz ki kendi gerçekliğinizden uzaklaşıyorsunuz...
    bir eli tutuyoruz ya da elimizi tutana sımsıskı sarılıyoruz.ne zamana kadar? taa ki daha güzeli daha yakışıklısı iyisi, hoşu, ...vs.. bir takım yönleriyle eski avuntumuzu geçen yeni avuntu bulana dek...
    ya da bazen değiştirmiyoruz.bir süre sonra artık avunamadığımızı bilsek de sevgisiz dolayısıyla mutsuz kalsak bile değiştiremiyorz.
    psycheninreenkarnesi

    edit: eksilediğine göre iyi saçmalamamış mı oluyorum anlamadım ki ben?
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük