merhaba, popi. sana popi dememden hoşlanmıyorsun ama öylesin, bu şehirde çoğu insan seni tanıyor. zaten ben de takılıyorum popi diyerek sana. aslında ne kadar sevimli olduğunu biliyorum. bunları yazmam seni çok sevdiğim anlamına gelmiyor. herneyse, jo. o izlemeni söylediğim filmdeki * karakter. johnny. evet, sen kızsın. johnny ise bir erkek. bunun bir önemi yok. ben sana johnny demeyi seviyorum.
sen almanyadayken, biz o malum kişiyle ayrıldığımızda birden ortadan kayboldum. evet, çünkü dayanamıyordum. herşeyi kapattım. en son sana ulaşmaya çalıştım, ama kuzenin telefonunu kapatmış. mesajlarım ona gitmedi. almanyadaydın, sana ulaşabileceğim tek yer internetti. konuşamadık bir türlü. en son basilisk'ten ulaştım. onu da reddettin. neden ? sana haber vermeden ortalardan kaybolduğum için mi.
bak, her hafta açıyordum facebook hesabımı. bakıyordum... elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyordum. senin sayfana baktığım zaman, hep başka isimleri görüyordum. anıl, manıl, domal, otur, kalk.. her neyse. bir sürü. oysa ben, sadece tek bir kişiyle sevgili oldum. sadece bir kişi. bu benim tercihimdi ve kimsenin teklifini kabul etmeyip malum kişinin teklifini kabul etmiş olmam onu çok sevdiğimden değildi biliyorsun. o dürüst biriydi. ben üzülürsem seçiciliğimden üzülürdüm, jo. nitekim de öyle oldu. sen ise ben nefes dahi alamazken, "ulaşmana gerek yoktu." dedin. "beni adam yerine koymadın." dedin.
anlayamıyorum seni. bu kadar bencil olma. aradan zaman geçti evet sen almanyadan geldin biz barıştık konuştuk. kaç kere görüşücez dedik ? her seferinde aptalca bahaneler uydurdun. ha, madem bahane değil, o zaman şimdi neredesin ? kanka mı ? afedersin, jo. hatta jo bile çok samimi. farklı bir isim bulduklarımı hep sevmişimdir...
