kanımca bu adamı dinden soğutan temel etken hristiyan burjuvazilerinin kendi içindeki adamlara bile acımayıp bu adamları proleteryaya çevirip daha da ezmeleri.
manifesto pestilinden birkaç alıntı yapacak olursak,
<i> "Ülke üretimiyle karşılanabilen eski gereksinimlerin yerini karşılanması uzak ülkelerin ve iklimlerin ürünlerini gerektiren yeni gereksinimlerin aldığını görüyoruz. Eski yöresel ve ulusal kapalılık ve kendi kendine yeterliliğin yerini, her yöndeki ilişkilerde ulusların evrensel bağımlılığının aldığını görüyoruz."
doğrusu bu adamla hemen hemen aynı kafadayız ama beni aşamıyor bir türlü bu kerata. Mutlaka bir eksiğini hissediyorum. Bu adamı, dahî sananlara teessüf ediyorum; ya ben neyim lan?
<ii> a) "Burjuvazi, köyleri kentlerin yönetimine bağımlı kıldı. Koca koca kentler yarattı, köy nüfusuna göre kent nüfusunu büyük ölçüde artırdı ve böylelikle nüfusun oldukça önemli bir kısmını köy yaşamının aptallaştırıcı etkisinden kurtardı.
b) "Nasıl köyü kente bağımlılaştırmışsa, aynı biçimde, barbar ya da yarı-barbar ülkeleri de uygar ülkelere, köylü halkları burjuva halklara, Doğu'yu Batı'ya bağımlı kıldı."
yine doğrusunu söylemek gerekirse, yıllardır kendi içimde tekrar ettiğim şeyi yıllar önce bu adam söylemiş ya, zoruma gidiyor be sözlük. Benden utanmıyorsa o ak sakalından utansın bari.
<iii> a) "Modern sanayi, ataerkil ustanın küçük atölyesini sanayi kapitalistinin koca fabrikasına çevirmiştir. Fabrikaya doluşmuş emekçi yığınları askerler gibi örgütlenmişlerdir. Sanayi ordusunun erleri olarak, mükemmel bir subaylar ve çavuşlar hiyerarşisinin komutası altına sokulmuşlardır."
b) "Onlar, yalnızca burjuva sınıfının, burjuva devletinin köleleri değildirler; makine tarafından, denetçi tarafından, ve hepsinin üstünde, tek tek burjuva imalatçının kendisi tarafından günden güne, saatten saate köleleştirilirler. Bu despotluk, hedef ve amacının kazanç olduğunu açıkça ilan ettiği ölçüde daha aşağılık, daha nefret uyandırıcı ve daha isyan ettirici olur."
<iv> a) "Geçmişteki bütün mülkiyet ilişkileri, tarihsel koşulların değişmesiyle durmadan tarihsel bir değişikliğe uğramışlardır. Örneğin, Fransız Devrimi, kendi yerine burjuva mülkiyetini geçirmek için feodal mülkiyeti ortadan kaldırmıştır."
b) "Komünizmin ayırdedici özelliği, genel olarak mülkiyetin ortadan kaldırılması değil, burjuva mülkiyetinin ortadan kaldırılmasıdır. Ama modern burjuva özel mülkiyeti, sınıf karşıtlıklarına, çoğunluğun azınlıkça sömürülmesine dayanan, ürünleri üretme ve mülk edinme sisteminin en son ve eksiksiz ifadesidir."
c) "Bu anlamda, komünistlerin teorisi tek bir tümcede özetlenebilir: Özel mülkiyetin ortadan kaldırılması."
yine doğrusunu söylemem gerekirse, şerefsizim aklıma geldiydi bu.
<v> a) "Burjuva toplumda, geçmiş, şimdi yaşanılan zamana egemendir; komünist toplumda ise, şimdi yaşanılan zaman, geçmişe egemendir. Burjuva toplumda, sermaye bağımsız ve bireyseldir, yaşayan kişi ise bağımlı ve bireylikten yoksundur."
b) "Politik iktidar bir sınıfın bir başka sınıfı ezmek için örgütlenmiş gücünden başka bir şey değildir."
"b" öncülünde amcamız çok haklı. Kısacası bu amca şeriatin gelmesini istiyor ama hiç çaktırmadan bunu söylüyor. Yalnız sakalları onu çok güzel bir şekilde ele veriyor, söyleyeyim yani.
ve son olarak şunu paylaşalım;
<|> "Komünistler, görüşlerini ve amaçlarını gizlemeyi küçüklük sayarlar. Onlar, hedeflerine ancak, mevcut bütün toplumsal koşulların zorla devrilmesiyle ulaşabileceğini açıkça ilan ederler. Varsın egemen sınıflar bir komünist devrimi korkusuyla titresinler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yoktur. Kazanacakları koca bir dünya var. BÜTÜN ÜLKELERiN iŞÇiLERi, BiRLEŞiNiZ ULAN!"
kısaca söylemem gerekirse marx amcamızın biraz daha efor sarfetmesi gerekirdi bu konuda. az çalışmış olacak ki hâlâ ezen ve ezilenler duruyor ortalıkta. gitgide sistemin komünizme kayacağını iddia etse de ben buna katılamayacağım ne yazık ki. ezen ibne, ezilen suskun olduğu sürece bu böyle devam eder hep.
not: copy past değil, alın teri. oku oku yaz yöntemiyle buraya dizilmiştir.