(yunanca barytonos: ''kalın sesli'') vokal müzikte en çok rastlanan erkek sesi. bas ile tenör arasında yer alır ve her iki ses kategorisinin bazı özelliklerini taşır. normal olarak bariton partisyonları la perdesi ile fa perdesi arasında kalan bölüm için yazılır; ama bu sesin sınırları da her iki yönde genişletilebilir. bu uygulamaya özellikle solo kompozisyonlarda ve bazı geleneklerde rastlanır. uygulamada seslerin sınıflandırılması yalnız sesin genişliğine göre değil, aynı zamanda niteliklerine, renklerine ve eğitim amaçlarına göre de yapılır. örneğim bir oratoryo şarkıcısı tenor olarak rahat şarkı söyleyebilir ama operadaki rollerin zorunlu kıldığı daha keskin ve sert tonlar, bariton sesin genişliğinin geliştirilmesini gerektirebilir. baritonans terimi batı müziğinde ik kez 15. yüzyılın sonuna doğru, daha çok fransız saraylarındaki bestecilerin, alçak perdeli seslerin eklenmesiyle yaratılan çoksesliliği keşfetmesiyle kullanılmaya başlandı. daha sonraları soprano, alto, tenor ve bastan oluşan ve yaygın biçimde kullanılan dört ses partili koro müziğinde bariton sese genellikle yer verilmiyordu. baritonu bir solo ses olarak kullananlar, ilk alman besteciler olmuştur. mozart'ın operalarında bariton karakterlerin önemli ölçüde yer alması, avrupalı çağdaşları arasında önemli bir yenilik olarak değerlendirilmişti. bariton sesin başroller için kabul edilmesi, erkek tiplerin çeşitliliğini, kahraman ve aşık rollerinde kalın seslerin önemini arttırdı. bu tür roller, daha önce yalnız ince seslere özgü olarak kabul ediliyordu.