türk seçmeni

entry29 galeri
    18.
  1. "ERDOĞAN, ERBAKAN'IN YANLIŞINI iYi TESPiT ETTi
    Türkiye'ye dönecek olursak...
    Türkiye'de islamcılar, 1995'te Erbakan'la yapabileceklerinin en iyisini yaptılar. Refah Partisi, o yılki seçimlerde yüzde 21'in üzerinde oy aldı. Daha
    öncesine bakarsak, ANAP, 1983 seçimlerinde büyük başarı kazanmıştı. 1987 seçimlerinde de yüzde 36 oy aldılar. Fakat başka bir merkez parti, Doğru Yol Partisi
    ortaya çıkınca 1991'de oylar yarı yarıya bölündü. Turgut Özal 1989'da kendini cumhurbaşkanı seçtirmişti. Fakat, Türkiye'nin merkez sağı bölünmüştü artık,
    ANAP, Doğru Yol, başbakan Mesut Yılmaz, başbakan Tansu Çiller, cumhurbaşkanı Demirel... 90'lar tam bir siyasi kaostu Türkiye için.

    Hep koalisyonlar yüzünden bu kaosun olduğu söylenir...
    Belki, ama asıl siyasi partiler yüzünden. ANAP ve Doğru Yol arasında ideolojik olarak bir fark yoktu. Sadece liderlik problemi vardı. Kim lider olacak
    karmaşası yaşanıyordu sürekli. Ve bu durumda, Erbakan, koalisyon lideri olma şansını elde etti. Seçimlerden önce “islamcı bir partiyle asla koalisyon yapmam”
    diyen ve laikliği öne süren Çiller bile, Amerika'ya gidip döndükten sonra Erbakan'la koalisyon ortağı oldu. Anlaştılar sonuçta. Ama şunu söyleyeyim size.
    Ben Hintli'yim, Hindistan'daki seçimleri gördüm. Hindistan'da halk Türkiye'ye göre daha fakir ve okuma yazması daha az belki, ama bu insanlar kime oy vereceğini,
    hangi partinin onlara yardım edeceğini biliyorlar.

    Hindistan'da mı sadece?
    Bence her yerde. Türkiye'de bazen seçmenin cahil olduğu ve tercihlerinde dinin etkili olduğu söylenir. Hayır, değildir. Örneğin, Hintli seçmen, dindar
    olmasına rağmen, aslında ekonomik olarak başarılı da olan dinci bir partiye oy vermedi. Çünkü bir diğer parti, 'size faydalı olacak çok iyi bir programımız
    var' dedi seçim kampanyasında. Halk da onlara oy verdi. Türkiye'de 90'larda okuma yazması olmayan, eğitimsiz seçmenler “bu siyasetçilerin tek derdi kendileri”
    gibi bir düşünceyle siyasetçiye karşı güvenlerini kaybettiler. Çiller'le koalisyon kuran Erbakan'ın siyaset tarzının da modası geçmişti. Ve işte Sayın
    Erdoğan bu durumu iyi okudu. O açıkçası çok zeki bir politikacı. Erbakan'ın Çiller koalisyonunda düştüğü durumu görüp neyin yanlış olduğunu iyi tespit
    etti. 

    “O ÇOK ŞANSLI BiRi, ÇÜNKÜ...”
    Başbakan Erdoğan
    aslında Milli Görüş gibi islami duyarlılığı yüksek bir akımdan geliyor...
    Tamam, hepimiz Müslümanız tabii ama bu başka. Erdoğan ve arkadaşları “biz islamcı partiyiz” demediler, “muhafazakâr partiyiz” dediler; muhafazakâr demokrat
    parti. “Müslüman demokrat” demek garip olacağı için “biz Avrupa'daki Hıristiyan demokratlar gibiyiz” de demediler. Neticede insanlar şöyle düşündü: Bakın
    bu adam özellikle istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken çok iyi işler yaptı.

    Ve belâgatı çok iyi, iyi konuşuyor, dediler...
    Bakın, bu tarihin mitlerinden biridir. Hitler için de 'iyi kouşuyor' diye insanların onu iktidara getirdiğini söylerler. Oysa insanlar, kendileri için
    bir şeyler yapan politikacılara oy verirler... Hitler neden iktidarda yükseldi sizce?

    Ekonomideki uygulamalarıyla...
    Evet. Hitler iktidara gelince işsizliği azalttı, endüstriyi geliştirdi, yeni işler yarattı... Almanlar'ın “harikulâde” dediği işler yaptı. Ve Almanya tekrar
    güçlü bir ülke oldu. Erdoğan'ın da istanbul gibi çok büyük bir şehirde çok önemli bir deneyimi oldu ve yaptığı büyük işler insanları çok etkiledi. insanlar
    birbirine dedi ki, “Bak işte istanbul'da bunları yaptı, ona daha fazla şans verelim...”

    asetinde bir mit daha var, oy verenlerin “mazlum” siyasetçileri daha çok destekledikleri söylenir. Biliyorsunuz,
    Başbakan Erdoğan
    hapse de girmişti. insanlar bunun için oy veriyor olabilirler mi?
    Belki evet, bilmiyorum. Ama oy veren insanlar çok rasyonel davranırlar. Menfaatleri neyse onu almaya çalışırlar. işadamları gibi. Hapis yattığı için mi
    oy aldı, bilmiyorum. Ama Demirel hapiste yatmış mıydı? insanların akıllarından ne geçti bilemem, ben sadece yorumluyorum. Neticede 2002'deki seçimlerde
    Erdoğan'ı seçtiler. O çok şanslı biri çünkü mualifleri çok kötü. Türkiye'de muhalefet partisi yok! Elbette var ama hiçbiri işe yarar alternatifler sunmuyor.
    Evet Türkiye'de çok ciddi bir işsizlik var, yüzde 10'un üzerinde. Sokakta bir adam daha dün bana “durum çok kötü” dedi. Hayat orta sınıflar için bile çok
    zor. Emekliler için de. Çok pahalı. insanlar aldıkları parayla nasıl geçinebiliyorlar bilmiyorum. Dolmuş bu ülkede Amerika'dan bile pahalı. Bostancı'dan
    Kadıköy'e gitmek 2.5 lira. Az para değil bu. Taksim, 6 lira.

    Yani?
    Yine de hiç kimse daha iyi alternatifler önermiyor. Metrobüs'ü yaptılar, ucuz en azından.... Muhalefetin ise hiçbir etkisi yok bu politikalar üzerinde.
    Neticede işte 2007'de AKP'nin oyu arttı."

    feroz ahmed'in Haber Türk'ten Kürşat oğuz'la yaptığı bir röpörtaj. devamı için: http://www.haberturk.com/...3-unlu-tarihci-feroz-ahma ...
    0 ...