hayatı kenarından kıyısından yaşamak

entry1 galeri
    1.
  1. bir yol tutturup gidiyor insanlar. vücutlarında ya da zihinlerinde bir sürü yara var bir çoğunun. "yarısı" ndan kalmadır "yar"ası herkesin.

    güneş olmasa da mutlu olmayı bilen insanlar vardır. mutluluğunu güneşe bağlayanlar kadardır sayıları. onlar sabah güneş doğmadan yol alanlardır, güneş doğduğunda çok geç olacaktır. sayıları yüzbinlerle ifade edilse de yokturlar aslında. güneş doğmadan koyulurlar yollara dünya güneşin çevresinde ki turunu tamamladığı vakit geri koyulurlar yollarına, bir daha ki kuşluk vaktine kadar izinlidirler artık.

    kocaman göbekli, üç kilo enseli sahipleri vardır. zincirleri sıkıca ellerinde tutar, bütün köleleri günün üçte ikisini onun için yaşarlar, daha çok sıkarlar dişlerini ki sahip kantara çıktığı an bir eksiklik olmasın.

    merdiven altı koşullarda aşk yaşamak bir başkadır. dikiş makinelerinin iğnelerinin deliğinden bakmak sevgiliye. mesafe masa boyu kadar görünse de makarada ki ip uzunluğundadır aslında. sonrasında bir makara daha, bir makara daha, ve bir makara.. gün akşam oluncaya değin...

    güneşin hiç girmediği yerlere sevginin girmesi enteresan olduğu kadar yasaktır. anlaşılmaz bir biçimde kendi gözlerinden bile sakındıkları bakışlardan merdiven altlarının rutubetinden olsa gerek inanılmaz bir yayılmayla herkesin haberi olur. aynı hızla yayılmaya başlar dedikodular. bu konuda konuşmak ayıp değil hatta farzdır artık. öyle ki bu iş bir sonuca bağlanmalıdır artık. günün üçte birlik kısmında düğün hazırlıkları başlar. tez zamanda tamamı alın terinden oluşan ( sadece alın teri değil vücudun terlemeyen yeri kalmaz zira bu rutubetli odalarda) birikimlerle düğün hazırlıkları başlar. nişan olur, arkasından düğün. "yetişmesi gereken işler " dolayısıyla bir günü normal izin hakkı olmak üzere üç günlük düğün iznini uygun görür sahip. artık mesafe bir makarada ki iplerden daha kısadır.

    insan denen varlık sevgiden yaratılmıştır, sevmeden yaşayamaz ölür. rutubetin sevgiyi öldürdüğüne dair isviçreli bilim adamlarının hiçbir kanıtı olmasa da benim ampirik olmayan sonuçlarım var. mutlu giden günlerin peşi sıra hayat normale dönmüş, günlük kavgalar başlamıştır artık. romatizma denen illet rutubetli ortamlarda baş gösterir, omurga hareketleri kısıtlanır, iş bu safhaya geldiğinde çalışmak artık daha zordur. hem çalışılan ortam, hem de eviniz rutubetliyse "iş servisi" dışında sağlıklı bir ortamınız yoktur zaten. kadın kahramanımız ilerleyen hastalığından dolayı çalışamaz duruma gelmiştir artık.bu durum beraberinde maddi sıkıntıları getirmiştir. günümüz evliliklerinin kısa sürmesinin sebeplerinden en yaygın olanı maddiyattır bildiğiniz üzere. maddiyat temelli kavgalar uzayınca aradaki saygı yok olmuş saygıyla beraber sevgi de sizlere ömür.
    " allahtan çocuk yapmadık " diyor kadın kahramanımız. " yoksa ayrılmamız zor olurdu ".

    tekstil işçisi kadın ağlayarak devam etti ;" kimse sağlığımızı düşünmedi, biz köpekler gibi çalışırken onlar aslanlar gibi yaşadı. biz düğün için 3 gün izin yaparken, onlar aylarca kıyıda ki yazlıklarından çıkmadılar. biz hayatın kenarında yaşarken onlar hep kıyılarda oldular "

    iş bu yazı sağlık koşulları elvermediği halde çalışmaya devam eden ve tekstil atölyelerinde sigortasız ve sağlıksız koşullarda çalıştırılan işçilerin koşullarını düzeltmek için sendikal anlamda mücadele eden elleri öpülesi bir kadın için yazılmıştır.
    2 ...