incecik parmaklarınla
vur tamburun tellerine,
ışıklara bürünüp
yüreğe yağar bu ses,
ay göğe sığmaz olur
sen benim yüreğime
inan yarim inan dost
bu el böyle yanmadı
başkasının elinde
Aşk sarrafı olduğumu
sanırdım ya yanılmışım,
seni görünce anladım;
pervanelere dönüşen
Mecnun'u, Ferhat'ı, Kays'ı,
tırmandıkça düştüğüm
başı dumanlı bu dağı
inan yarim inan dost
uçurum kokuyor hava
gözlerine baktıkça
Ömrümün güz bahçesinde
bütün kuşlar uyandı,
şakıyan gülü görünce
şiire yekindi kalem
yüreğim sevmelere,
teninden yükselen buğu
yaz eyledi ansızın
geçkin yaz kumsalımı
inan yarim inan dost
yolcusuyum yolunun
bu mevsim hiç bitmese. **