ramazan ayı'nı ihya etmek isteyen mü'minlere tnt'nin paha biçilmez armağanıdır. hemen ferhat göçer cephesine dönüyoruz bu gelişmeyle ilgili olarak sanırım kendisi bize yeni kaleme almış olduğu bir şiirini taze taze aktararak duygularını ifade edecek... evet ferhat'çım sendeyiz:
bu şarkı bizim olsun,
aşkıma dansöz olsun,
gönlümün çayırında
adın davarım olsun...
evet görüldüğü gibi ferhat kendinden arak yaparak çiziktirmiş bu edebi eseri. onu bunu bırakın da mehmet ali erbil lafı her geçtiğinde "onu yıllar öncesinde ankarada'yken küheylan'da izlemiştim, izlemelere doyamamıştım, aslında manyak yeteneklidir, bir keresinde tiyatro sahnesinde kendi koltuk altını ve dirseğini aynı anda yalayabilerek kırılması güç bir rekora imza atmış ıdı." minvaline zırvalayan insanlara kıl olmuyorsam başka hiçbir şeye kıl olmuyorum demektir. o kadar kıl oluyorum ki, yani nasıl anlatayım sana, hah, çok kıl oluyorum. abi küheylanı mı kalmış, adam türkiye'deki ne kadar dengesiz herifçioğlu varsa toplamış beyin iğfali yapıyor, üzerine de para alıyor. senin küheylan benim gözümde sergen yalçın'ın yarış atları kadar bile sempatik değil artık. bırak "şu aslında tiyatroya kabiliyeti var" ayaklarını artık. gelinim sana söylüyorum hakkı devrim'im sen anla diye bitirelim.