bir insana mutluluğun kapılarını direk açma potansiyeli olan fakat ülkemizde pek mümkün olmayan olay.
mutlu bir şekilde çalışmak, güzel şeyler ortaya çıkardığına ve sabahları boşuna uyanmadığına inanmak... güzel şeyler bunlar.
ancak bizimki gibi genel itibariyle insanlara oryentasyon sağlamaktan ziyade iliğine kemiğine kadar sömürülmenin onlara hak görüldüğü ülkelerde çok düşük bir ihtimal.
yalanlarla dolanlar, hilelerle dolu sınavlarda sınanırsınız, gençliğinizi heba edersiniz, bir de kazanamadığınız vakit sanki namussuzca bir şey yapmış gibi bakışlar ve düşüncelerle muhattap olursunuz.
yıkılan hayallerinizden kurtulmak için tek yolunuz kalmıştır... acilen askerliği bitirip, ne iş olsa yaparım abi moduna girmek.
sonra 600-700 veya en fazla 1000 liraya bir yerlerde çalışmaya başlarsınız ve modern kölelik için insanlar size destek verirler. eşşekler gibi çalıştığınız günün sonunda bir dakika bile kafa dinleyememeniz için evlilik ve çocuk baskısı yaparlar.
zamanla tek dostunuz antidepresanlar olmaya başlar.
sevmediğiniz işe mahkum olmanız bir tarafa, sevmediğiniz bir hayata da mecbur olmuşsunuzdur artık ama herkes mutludur bu saatten sonra. öldüğünüzde artık ''iyi bilirdik'' demelerine sebep olacak kadar kölesinizdir.
insanın sevdiği işi yapması... insanın sevdiği hayatı yaşaması... imkansızdır bu ülkede.