devasa bina kavramı: efendim devasa bina dediğimiz olay bir toplumdaki her bir bireyin önce cemaatleştirilmesi ve ardından o cemaatin sindirilmesi amaçlı ortaya çıkmıştır.
psikolojik temel: birey tek başına dünyanın merkezidir, ancak o birey ki kendisini hakim otoriteye ve hakim değerlere karşı küçük hissetmezse tehlike yaratır(otorite açısından). yani bu sebepledir ki bir devasa mekana bir anıta girdiğimizde içimiz uhreviyat dolar, o figür karşısından küçük hisseder ve ardından o figüre sığınan değerlerin de hakimiyetini kabul ederiz.
tarihten örnekler verelim; din egemen toplumlarda(roma-yunan-mısır) tapınaklar devasadır. çünkü bireylerin tanrı-kral karşısında küçük hissetmeleri istenir. ayrıca anıt-mezar anlayışının da neden önemli olduğuna değineceğim.
sparta kentinde en önemli yapı ordugah idi. çünkü sparta militarist bir otoriteye sahipti.
ortaçağda şatoların ve devasa kiliselerin ortaya çıkışı da bize aristokrasi-ruhbanlar işbirliğini göstermektedir(zaten ne zaman bu iki godoş kavga etti tarih değişti)
modern dönemlerde, yani fordist 1900-1960 arasında fabrikaların ve üretime dayalı figürlerin devasa oluşu da gözden kaçmaz. yine aynı dönemin ilk yarısı içindeki totaliter arayışlar zamanında(nazi almanyası,sscb,italya) anıt-mezarların önemi ortaya çıkar. bu da tek lider kültü ile işleyen bir babacılık yani paternalizm işaretidir. babacılık(?) kısaca, liderin halkın tüm ihtiyaçlarından sorumlu oluşunu ifade eder. oysa pratikte bu halkın lider önünde küçük hissetmesine sebep olur.
postmodern topluma(yani günümüze) geldiğimizde ise üretimin yerini tüketimin, totaliterizmin yerini demokrasinin aldığını görüyoruz. lakin bu kapitalist toplum diğer anıtsal değerleri dalga geçerek alaşağı etse de kendisi bir başka devasa tapınak yaratmıştır: plazalar.
yani plazalar paranın tapınağıdır, bu sebeple bireyler plaza önünde küçük hissetmekte onu temsil eden parlak takım elbiseli adamlardan-kadınlardan çekinmektedir. o yüzden eski toplumlarda en önemli şey ibadet yahut lidere bağlılık iken bugün bu kariyer olmuştur. kariyer yapmak ve o sayede daha fazla tüketmek elzem olmuştur.