klingsor un son yazı

entry4 galeri
    3.
  1. hesse'nin sıradan dünya'dan öte büyük bilince açılan bir alemde yaşadığını, esrime anlarında bu alemin tüm güzelliğini hissettiğini anlamamızı sağlayan eşsiz anlatımı, duygu ve ilişkilere karşı insan ruhunun hallerini anlatan bölümleri muhteşemdir.*
    --spoiler--
    klingsor kadının resmini yapacağını hemen anladı, doğaya uygun olarak değil, kadının içindeki ışığı resmedecekti, ki kendisi yakalamıştı onu, o şiiri, o sevimli, sert tonu: genç, kırmızı, sarışın, amazon. kadını seyredecekti, bir saat boyunca, belki bir kaç saat. onun yürümesini, oturmasını, gülmesini, belki dans etmesini seyredecek, şarkı söylemesini dinleyecekti. klingsor'un günü taçlanmıştı, anlamını bulmuştu. buna eklenecek her şey armağan sayılırdı, fazlalıktı. hep böyle olurdu: yaşadığı olay asla tek başına gelmezdi, her zaman kuşlar ona öncülük eder, elçileri ve işaretleri önden gelirdi, o kapının altındaki -annece, asyalı vahşi bakışı, penceredeki esmer köy güzeli, şu ya da bu.
    bir an titreyerek şunu hissetti, sarsılarak:
    ''on yıl, on kısa yıl daha genç olsaydım, bu kadın bana sahip olabilirdi, beni eline geçirebilir, parmağında oynatabilirdi! hayır, çok gençsin sen, sen küçük kırmızı kraliçe, yaşlı büyücü klingsor için fazla gençsin!
    sana hayran olacak o, seni ezberleyecek, senin resmini yapacak, senin gençliğinin şarkısını sonsuza kadar resmedecek; ama senin uğruna hacca gitmeyecek, sana ulaşmak için merdiven tırmanmayacak, senin için cinayet işlemeyecek, senin için balkonun altında serenad yapmayacak. hayır, ne yazık ki bütün bunları yapmayacak yaşlı ressam klingsor, yaşlı budala.
    seni sevmeyecek, asyalı kadına, senden bir gün bile genç olmayan penceredeki esmer kadına diktiği gözlerini sana dikmeyecek. o kadın için yaşlı sayılmaz klingsor,**
    yalnızca senin için yaşlı, dağların kraliçesi, dağdaki kırmızı çiçek. senin için, kaya karanfili, yaşlı o, klingsor'un çalışarak geçirdiği bir günle şarapla geçireceği bir akşam arasında kalan zamanda sana sunacağı aşk sana yetmez. bunun yerine gözlerim seni içecek, zarif havai fişek, sen çoktan sönüp gittikten sonra bile seni unutmayacak.
    --spoiler--

    klingsor'un kendine aşkı itiraf ve sitem eden bir kadına yazdığı mektuptan*:
    --spoiler--
    hiçbir duyguyu küçümseme, değersiz bulma. iyidir, çok iyidir, hepsi de, nefret de, haset de, kıskançlık da, zalimlik de. zavallı, güzel, muhteşem duygularımızdan başka bir şeyden beslenmeyiz, haksızlık yaptığımız her duygu söndürdüğümüz bir yıldızdır.
    --spoiler--

    --spoiler--
    gina'yı* sevip sevmediğimi bilmiyorum. bundan oldukça kuşkuluyum. onun için hiçbir fedakarlıkta bulunmam. sevgi duyup duymayacağımı da bilmiyorum. arzu duyabilirim, kendimi başka insanlarda arayabilirim, yankı var mı diye kulak verebilirim, bir ayna isteyebilirim, şehvet arayabilirim, ve bütün bunlar sevgiye benzeyebilirler.
    ikimiz de gidiyoruz, sen ve ben, aynı dolambaçta, duygularımızın bahçesinde, bu berbat dünyada duygularımız paylarını alamıyorlar, ve bu yüzden hepimiz, herkes kendi usulünce bu kötü dünyadan öcümüzü alıyoruz. düşlerin şarabının ne kadar kırmızı, ne kadar tatlı olduğunu bildiğimiz için karşımızdakinin düşlerine dokunmayız.
    --spoiler--
    2 ...