2 sene önce hollanda dan arkadaşlarım istanbul a gelmişti. 1 arkadaşımı yanıma alarak misafirperverliğimizi gösterecektik, onlara eşsiz şehir istanbul u tanıtacaktık. öğlen vapura binerek avrupa yakası na geçme planları yapıyoruz.
insan yanında yabancı biri olduğu zaman ülkesindeki yanlışları, eksiklikleri daha fazla hissediyormuş. kötü bir olay gördüğünüzde acaba o şu anda neler düşünüyordur diyerek triplere giriyor insan. belki onların ülkesinde aynı olay daha kötü şartlarda ama o an onu düşünemiyorsunuz.
neyse efendim, daha vapurdan inemeden olaylar başladı. vapurla iskele arasında 2 metre varken atlamaya çalışan insanlar.. arkadaşlarımın olay dikkatini çekti ve bunu neden yaptıklarını sordular, cevap veremedim, sadece güldüm. bencede bir anlamı yoktu. bekle hep beraber ineriz işte kardeşim.
daha sonra tophane nin nargilesi meşhurdur, sizi oraya götüreyim dedim. yolda yürürken 3-5 tane ayı 2 kıza laf atıyorlardı. tek başıma olsam yine yadırgarım fakat o anda içimden daha farklı duygular geçti. ulan hayvanlar yanımda turist var diyecektim.. demedim. sanki desem alacağım cevap '' çok ta skimdeydi lan'' dan farklı olacaktı.
neyse dedim yine devam ettim yoluma, 2 çocuk geldi yanımıza yürürken. tiplerinden tekin olmadıkları belli idi. sigara istediler, verdik. ateş istediler, onu da verdik. sonra arkadaşların turist olması dikkatlerini çekti. para istediler turistlerden. * arkadaşımla biz çocukları tersledik. belli ki bu tarz tepki beklemiyorlardı, zorlama çekmeden gittiler. işte tam o anda arkadaşımın lafı ile hem yarıldım, hem de düşündüm.*
- as you see, there are lots of apaches in istanbul...