tedbir dediğimiz savaş değildir. savaş aynı bayrak altında yaşayan iki halkı düşman etmek demektir. sözkonusu olan tek ülke ise savaş bir çare değil, bir sondur.
benim bir sivil olarak aklıma gelen tedbirler şunlar;
-telefon dinleme, üst ve mekan arama gibi önleyici tedbirler,
-büyükşehirlerde kolayca hareket etmelerini engellemek için kimlik ve araç kontrol uygulamalarının artırılması,
-para akışının engellenmesi için kaynak ve araçların tespiti ve kontrol altına alınması,
-sızma ve pusuların engellenmesi için teknolojik denetimin artırılması
-tüm bu yöntemler uygulanırken içerden bilgi sızdırmayı en aza indirgeyecek tedbirlerin alınması,
-ve tabi gerekliyse olağanüstü hal ilanı.
bunun dışında olayı getirip seçimlere bağlayanlar var. benim akpli olduğumu düşünenler var. ne akpliyim ne de seçimlerin çözüm olduğuna inanıyorum. ama, bu konuda çözüm iradeden geçer, kararlılıktan geçer. bir milliyetçi olarak söylüyorum bu işi çözebilecek bir parti varsa o da kimse kusura bakmasın o da akp'dir.
eğriye eğri doğruya doğru. akp (kuruların yanında yaşları yaktı belki ama) ergenekonla dokunulamaz denen paşalara dokundu. bu ülkede her 10 yılda demokrasiye darbe vuran ordunun sesi özal'dan beri ilk kez kesildi. şimdi doğu'da (operasyon ve ohal anlamında) iş orduya düşüyorsa bunların yapılmasını sağlayacak olan yine akp'dir. zira bahsettiğim sertlikteki tedbirleri alabilecek güçte siyasi irade sadece akp'de mevcut. aksini düşünenler kürt açılımı'nda başarısız olmasına rağmen güç kaybetmemiş olmasını irdelesin.
ama tabi mesele bu konuyu çözmek isteyip istememesinde bağlanıyor akp'nin. zira özellikle apo'nun içeri alınması ile yavaşlayan terör akp zamanında körüklendi yine. bu noktada eğer akp pkk politikasını değiştirirse bu konuyu da çözer diye düşünüyorum.
