benim sana söyleyecek bir şeylerim vardı. ama hep olmadığını düşündüm. senin için kıymetlerini düşündüm. kendi kendime anlattım. sonra sana anlattım bazen. ama hiç bilmedim dinleyip dinlemediğini. haberinin olup olmadığını. gene o balkona çıktım. aynı yerime oturdum. seninle orda hiçbir anım olmamasına rağmen bana hep seni hatırlatan o balkona. seninle konuşurken odamın penceresinden baktığımda gördüğüm manzarayla aynı manzarası var diye belki sen geliyorsun aklıma hep. bilmiyorum. bu kelimeyi hayatımın en çok sensiz döneminde kullandım. bilmiyorum. nasıl hissediyorum bilmiyorum. seviyor muyum bilmiyorum. neden başkası yok. bilmiyorum. neden böyle gitmesine izin veriyorum bilmiyorum. her şey bu kadar normal giderken bana ters giden bir şeyler olduğunu düşündüren ne bilmiyorum. hep koşar sana gelirdim. her şey için. anlatırdım dinlemesen de. bazen gerçekten benimle üzüldüğünde hissederdim. kilometrelere rağmen. o an fiziksel bütün mesafeleri reddederdim. buluşmaya engel olmadıklarını. burdaydın ya işte. tam şuramda. ben içimde hissederdim senin içini. kalbimin üzerindeydi ya kalbin işte.
bazen seni alıp içime koyasım, herkesten saklayasım var derdin ya bana. ben o sözü başka kimseden duymadım. ben hiç o kadar güzel sevilmedim. sen ilktin ve senden sonra kimseye izin vermedim. hiç anlayamadım. gerçekten beni ne kadar sevdin. cevap bulmam gereken soruları hiç umursamadım. burdaydın ya işte. kalbin burdaydı. ben biliyordum yerini, gerisi önemli değildi. birbirimizi sevebilmek için bazı şeylere kapatmalıydık gözümüzü. yoksa nasıl geçerdi o 3 sene. git dedim nolur git. madem ayrıldın benden madem olmaz artık hayatımda olma. hiç yapamadım ki. hiç dayanamadım. gelip bana anlattıklarına, hayatına benden sonra giren insanlara. dayanamazdım da. ama gidemeyişin.. gidemeyişin aptalca da olsa hala sevdiğini söylerdi sanki bana. arada sen de eşlik ederdin ona. 1 sene.. tam 1 sene sürdü kopamayışımız. yeniden birbirimize koşmalarımız, beş dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi eksik hayatlarımıza geri dönüşümüz. kaç kez yaşadık, sen sayabildin mi? belki her gece yeniden dedik, sabahında dayanamadık gene birbirimize. sonra bitti. ben bitirdim. ama hiç bırakmadım seni beklemeyi.
inan kolay değildi 4 senedir her mevsimi seninle yaşarken yalnız geçen o mevsimler. inan kolay değildi beraber izlediğimiz o programlara sensiz katlanmak. hayatımın nasıl geçtiğini bilemediğim 1 senesi daha.. sonra geldin. öyle güzeldi ki gelişin. ne uğruna her şeyi silip attığım o yalanın geldi aklıma, ne bana yaşattıkların. ben hiç umursamadım ki bilirsin. hiçbir zaman beni üzdün diye kızmadım sana. bana gelişlerin benim üzülüşlerimden daha kıymetliydi. kendimi hiçe saydım belki. değersizdim kendim için. değerli olan sendin. aşk da bu değil mi? böyle olmalı değil mi zaten? ben sana kendimden geçip bir aşk sunmak istedim. belki yapabildim. artık bu hiçe sayış senin ellerinde kıymetlenirdi. ya bencillik edip beni kendine köle edecektin ya da sen de kendini feda edecektin. ikisini de yapamadın. ne bencil olabildin beni sevmenden izin alıp ne kendini feda edebildin gururundan müsade alıp. pişman olmadım. ben doğru olduğuna inandığımı yaptım. aşkta kendini düşünmenin mesafeler koyduğuna inandım. o mesafelerin hep biz olmayı engelleyeceğine de. hala seni arıyorum yanımda. çok mevsim geçirdim sensiz. artık yaz mevsimindeki o havanın kokusu seni hatırlatmıyor bana. sebepsiz heyecanlarım oluyor genelde. çıkıp geleceğine yoruyorum. biliyorum gelmeyeceğini artık. bu son gidiş başkaydı biliyorum. bu son gidişe ikimizin de bambaşka hayatlar kurduğunu görmek sebepti. ve bu yüzden dönüşü olmayacak biliyorum. sadece bunu biliyorum işte. gerisi hep belirsiz.
tüm bunları yazmaktan vazgeçmiştim. zaten bunlar değildi sana söyleyeceklerim. ama karşıma bu başlık çıkıverdi. ben onu bulmadan o beni buldu. yazdım işte. sana asla anlatmayacağım tüm bunları. anlatmam. sen her şeyi biliyorsun. düşünürsen hissedersin. sevdin ya da sevmedin. benden azdı ya da çoktu. artık bunları düşünmüyorum. bana yaşattıkların bana hep sevildiğimi hissettirdi. hissettirmediği zamanları hatırlamak istemediğimden hafızam zaten temize çekti. yani önemi kalmadı, ben kendim hallettim. sadece engeller vardı. senin hiç anlatmadığın, benim hiç anlamadığım. olsun dedik, olsun.
sadece artık sevebilir miyim kısmı hayatımın beni merak ettiren yeri. onun dışında bir eğlencesi kalmadı zaten. her şeyi sanki seninle tükettim. çok sıradan artık birisiyle tüm bunları yeniden yaşamak. işkence gibi. tekrar etmek zorunda olduğum ama zaten bildiğim o yüzden de çok sıkıldığım bir ders gibi. birini sevebilsem, eksik olduğunu hissettiğim parça dolacak gibi. ama ne sen ne başkası artık. biliyorum illa ki olur birisi. inan şu an olacakmış gibi hissetmiyorum. o yüzden yalan sayılmaz söylediğim. ben çok yorgunum, gel diye beklesem de gelmeni yeterince istemiyorum. ama yine de hani o dinlediğimiz şarkıda dediği gibi;