mesela üşenildiğinden mutfağa gidilip alınmamış kül tablasının yerine, sigara külü atmak için a4 kağıdının yarısından bir külah yapmışsındır. kül külahı.
bazen sigarandan hiç de düşmeyi hakedecek kadar uzamamış bir kül düşer masanın üstüne. masan pırıl pırıl değildir hatta kirlidir. ama nedense o külü alıp kül külahına koymak istersin. ince bi çaba içine girersin. külü tam külaha koyacakken bi anda bi parmağın falan çarpar, külahtaki bütün küller masaya dökülür.
masaya dökülenleri yeniden külahın içine koymaya çalışırsın. uzunca bi uğraştan sonra doldurursun külleri ancak masanın üzerinde eskisinden daha fazla kül bırakırsın. ama masanda artık daha çok kül olsa da bu düşen ilk kül gibi rahatsızlık vermez. o haliyle rahatsındır.
hayatı kontrol etmeye çalışma çabası aynen böyledir. daha iyi olsun diye çabalarsın daha kötü olur. ama çaba sonucu elde edilen daha kötü hali hazırdaki az kötüden iyidir. hayatına kendi elinin değdiğini bilerek, gururla gösterirsin kirli masayı işte zorluklarla kurduğum masa bu diye. hayatını kendi eliyle bok etmiş bile olsa insan huzurludur.
ama o masayla ilgisi olanlar seninle aynı huzuru paylaşmayabilir.
mesela çocukların falan ilerde neden zamanında mutfaktan kül tablasını getirmedin diye sana kızarlar. senin sorumsuzluğun yüzünden bu kirli masaya mecburuz diyen olur.
biliyorsun hiç bir masa sadece senin masan değildir.