insanoğlunun denizlere açılmasıyla başlar kürek tarihi. Daha da öncesi olarak m.ö. 25. yüzyıla kadar inmektedir. ilk dönemlerinde ulaşımın önemli bir parçası olan kürek yine insanoğlunun vazgeçemediği rekabet hissinden dolayı 16. yüzyılda kürekli teknelerle, bunlarda bulunan yolcuların aralarında bahse girmeleriyle yeni bir spor dalı olarak temelleri atılmıştır. Bu rekabetten sonra 1715' te ingiltere' de , kayıkçılar arasında modern anlamda düzenlenen ilk kürek yarışı olan "doggetts coat badge" yarışı yapılmıştır. O çağlarda henüz temelleri atılan kürek sporunun amatör sayılabilecek ilk yarışı ve kuralları ise 1829' da yine ingiltere' de oxford ve cambridge üniversiteleri arasında, onun ardından 1851' de abd' de harward ile yale üniversiteleri arasında düzenlenmiştir. Bacakları itme ile güç kazanılmasını sağlayan kızaklı oturakların ilk kez kullanılması 1857' de abd' de olurken onları izleyen ingiltere, fransa, belçika, italya ve isviçre tarafından uluslar arası kürek dernekleri federasyonu '"fisa" kuruldu. Fisa aynı zamanda kurulan ilk uluslar arası spor federasyonudur. Küreğin olimpik bir spor haline gelmesi 1900 paris olimpiyat oyunları' n da olmuştur. Bayanlar için zor bir spor gibi gözükse de kürekte bayanların resmi olarak yer alması ilk kez 1976' da montreal olimpiyatları' nda gerçekleşmiştir. ilk dünya şampiyonaları ; erkeklerde 1962 yılında, bayanlarda ise 1974 yılında başlamıştır.
Kürek dünyanın en zor sporlarından biri olarak, sıkı bir dayanıklılık ve kuvvet isteyen bir spordur. Aynı zamanda kürek çekerken vücudun bütün kasları çalışmaktadır. hava şartları müsait olduğunda her mevsimde yapılabilen bir spordur.
Türkiye' de ise çeşitli nedenlerden dolayı (medyanın futbol, valeybol ve basketbol dışında kalan sporlara ilgisizliği, sponsor bulamama, desteklenmeme, üniversite, dershane, hatta kürek çekerken giyilen kıyafetlerden hoşlanmama kadar basit sorunlar yüzünden) kürek her ne kadar tanınmayan bir spor olsa da ilk kez osmanlılar dözneminde donanmanın gelişmesi ve güçlenmesiyle boğazda düzenlenen birtakım yarışmaların ardından türkiye modern anlamda kürek yarışlarına 1899 yılında katılmıştır. Japonya' ya bir dostluk ziyaretine giden ertuğrul gemisi personeli, singapur'da düzenlenen kürek yarışlarına katılarak birincilik kazanmışlardır. Türkiye' de ise ilk resmi yarışmalar donanma- i osman muavenet- i milliye cemiyeti tarafından 7 eylül 1913' te düzenlenmiştir. Ülkemizde çeşitli zorluklara rağmen yarışlara katılarak kazandığımız birçok birincilik vardır. Küreğin bilimsel bir kimlik kazanması marmara üniversitesi atatürk eğitim fakültesi beden eğitimi ve spor bölümü' nde küreğin yer almış olmasıyla başlamıştır. Yarışlar istanbul, sapanca, ankara, adana, fethiye gibi parkurlarda düzenlenmektedir.
Tekne sınıfları:
Çift kürek sınıfı: 1x (tek çifte), 2x (iki çifte), 4x (dört çifte), 8x (sekiz çifte-ülkemizde kullanılmamaktadır).
Tek kürek sınıfı: 2- (iki tek), 2+ (dümencili iki tek, Türkiye de bu sınıfta yarış düzenlenmemektedir) , 4- (dört tek), 4+ (dümencili dört tek, türkiye de bu sınıfta yarış düzenlenmemektedir), 8+ (sekiz tek dümencili-tüm sekiz teklerde dümenci bulunmaktadır ) .
kendimi sunum hazırlamış gibi hissettim. bu başlığı açmamdaki nedene gelirsek sözlükte eksik buldum ve bu spor hakkında girilmiş entryleri yeterli bulmadım. ancak asıl nedeni ülkemizde spor kavramının tam olarak anlaşılmamış olmasıdır sözlük. kürek sadece bir bahane. ülkede ya sporcu yetiştiremiyoruz ya da var olan sporcuları başka yerlerde harcıyoruz. şöyle bir baktığımızda bizim yetiştirmiş olduğumuz sporcular nedense yurt dışında pek başarı elde edemiyorlar. biz daha çok devşirme sayılabilecek olanlarla bir şeylerin sapından tutmaya çalışıyoruz. evrensel olmaktan bahsedebilmek güzeldir ama neden bizimkiler olmasın. yapılan hataların başında dersleri etkileyecek diye spor yaptırılmayan çocuklar gelmektedir. hepsi bir üniversiteye kapak atsın diye uğraşırken içlerinde aslında iyi bir sporcu olabilme potansiyeli taşıyanları kaybediyoruz böylece. evet düşününce sporda para yok olması bir gerçektir. ancak sporda neden para yok? önce bu sorun halledilmelidir. bizler önemsemeyip sona attığımız bu kavramı avrupa veya abd çok önem vererek iyi başarılara imza atarken biz hala şike sorunlarıyla uğraşıyoruz. başkaları kazanırken, taraftar nedir bilmeden spora önem verdiğimizi sanıyoruz. ama sadece sanıyoruz...