Yalnızlık güçtür yürürken. Gerçekten hem güç'tür hem de "güçtür" Birini terk etmiş olabilirsin, biri seni terk etmiştir yahut, bildiğin sokaklarda kaybolursun, sokaklar labirent, sokaklar, çaresiz yalnızlığına ışık bile tutmaz. Başkasının kalabalığıyla meşguldür, başkasının kahkahasına, ağzının içine bakarken sokaklar, yalnızlığına ayrılmış herhangi bir soğuk taş, herhangi bir sokak lambasının kırık ışığı, köpeklerin bile uyuklamadığı bir merdiven altı, nereyi bulursan artık sığınacak, kendini atacak, nefes almaya çalışırken toz yutup, öksürerek, sigaranın dumanını ciğerlerine salacaksın!
Uzun cümlelerin bittiği yerde, tek kelimelik cümlelerin esaretiyle kalkıp "eyvallah" çekerek, dağa, taşa, toz yuttuğun o deliğe veda edeceksin. Herkese dokunacak omuzun yürürken soğuk soğuk. "Pardon" demeye mecalin yok, seni tanıyan da yok, bilen de, yürüyeceksin yalnızlığında, yalnızca. Öyle hızlı yürü ki, birine kavuşmaya gittiğini sanıp anlamasınlar yalnızlığını, yalan söyle, herkes gibi! Kalabalıkta yalnız kalacağına, koşuyor bilsinler seni, birine kavuşmak üzere olduğunu düşünsünler. Diğer yalnızlara da bas havanı! Gözlerinin içine bak umutla, coşkuyla. "ezikler" de, kendini ayrı tutarak!