apollon

entry35 galeri
    25.
  1. ışığın, aydınlığın tanrısıdır.

    güneş olarak addedilmesi hatalıdır. güneş helios'tur. apollon insanlığı aydınlatan her şeyin tanrısıdır, sanat da bu kapsamdadır. luciferle ilişkili olduğuna dair iddialar olsa da grek mitolojisinde phosphoros adında bir başka güç vardır, sabah yıldızı deriz biz ona. latinler ise lucifer derler. o apollon'dan bağımsız bir güçtür.

    anadolu kökenli tanrılardan biridir. anadolu tanrılarının özelliği kişisel hırslarının olmamasıdır, apollon'da da bunu görürüz. hera ve athena gibi tanrı(ça)larda ise muazzam bir ego vardır, alt edilmelerinin hırsını troya'dan çıkarışlarına troya destanında şahit oluruz. anadolu tanrıları ise burada savaşı durdurmaya çalışır bir rol izlerler, aphrodite bu sırada yaralanır. ilyada apollon'un diğer tanrıların adaletsizliğine sinirlenmesi ve diğer tanrılara bağırmasıyla başlar zaten. troya'nın koruyucu tanrısı olduğundan ilyada'yı tanrılar düzeyinde okursak saldırılan taraf kendisidir. buna rağmen, savaşa doğrudan karışmamayı tercih etmiş ve şehri yerle yeksan edilmesine rağmen, diğer tanrılar her türlü hile ve hurdaya karışmasına rağmen o böyle bir yolu seçmemiştir. özellikle athena bütün çirkefliğiyle troyalıları kandırmış ve yaptığı oyunlarla başta hektor olmak üzere birçok anadolulunun ölmesine sebep vermiştir.

    apollon'un kendi hırsına yenik düştüğü tek efsane vardır, o da marsyas efsanesidir. marsyas bir çobanmış. bir gün bir ırmakta bir kaval bulmuş. bu aleti ilk defa görüyormuş çünkü bu tanrıça athenanın bir icadı imiş. tanrıça kavalı çala çala yürürken ırmakta yansımasını görmüş de kavalın yüzünü çirkinleştirdiğini düşünüp suya atmışmış. marsyas başlamış kavalı çalmaya. o kavalını öyle güzel çalmış ki bütün orman onu dinlemiş çaldığında. apollon da lir çalarmış, çok da güzel çalarmış. insanlar marsyas ile apollon'u karşılaştırmaya başlamışlar, bu da apollon un kulağına gitmiş ve çobana bir yarışma teklif etmiş. tanrılardan birini de yargıç tutmuşlar. ikisi de birer türkü çalmışlar aletleriyle. tanrı dinlemiş dinlemiş karar verememiş ikisi de çok güzel çalıyor. bunun üzerine apollon aletleri ters tutup çalmayı teklif etmiş. lir tersten de aynı sesleri çıkardığı halde kavaldan hiç ses çıkmayınca marsyas yenik düşmüş. o sırada oradan geçmekte olan kral midas apollon'un hile yaptığını; ama yine de kavalın lirden daha üstün olduğunu söylemiş. apollon çok sinirlenmiş buna, midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirmiş. yetmemiş marsyas'ı bir ağaca bağlayıp derisini yüzmüş. bir süre sonra hırsı geçince çok pişman olmuş apollon, yaptığının kendisine yakışmadığını ve marsyas'ın yarışmayı hak ettiğini düşünmüş. hem bu haksızlığı düzeltmek hem de marsyas'a hak ettiği ödülü vermek istemiş ve çobanı gür bir ırmağa dönüştürmüş. ırmak çağıldadıkça kavalını çalacak ve sonsuza dek ormanı müziğiyle dolduracak, şarkılarını sonsuza dek söyleyebilecekmiş.
    0 ...