kendime "solcu" diyorum ben de, alındım.
şunu hemen düzeltelim: ortada bir türk faşizmi yok. türkçü faşizmi var, "ülkücü" olarak kendini tanıtan faşistlerin faşizmi var. devletin "türk" kimliğinin faşizan uygulamaları var.
mhp'yi ben de tarihteki bütün solcu partiler ve örgütlerin literatüründe olduğu gibi "faşist" olarak biliyorum. bu adamların "ülkücü yemini"ndeki "faşizme karşı" mücadele ettiklerine dair komedi dışında, halkların kardeşliğini savunma ve varlıklarına saygı duyma ülküsü için bir faaliyet içinde olduklarına rastgelmedim?
ha, rastgelsem ne olacktı ki? asıl işlevleri, solun yükselme tehlikesine karşı devletin "milis" gücü olmaktır herdaim. kapitalist devletin varlığını tehlikede hissetmeye başladığı anda, "faşizme" dönme halinin sokağa vurumudur.
"solcular pkk'yi eleştirmiyor!"
yakın zamanda türkiye komünist partisi ve geçmiş yıllarda da halk cephesi'nin bu yüzden başına gelenleri, pkk'yi eleştirmenin ve kendi siyasi hattını oluşturmanın bedelini nasıl ödediklerini çok merak eden açsın okusun.
peki burada konu bu mu ? elbette hayır. gayet çarpıtılmış bir gerçek var ortada.
bizler "demokratik özerklik vs." gibi pkk'nin talepleri için kürt siyasetinin yanında durmuyoruz. hatta özerklik talebi basbaya sermayenin ihtiyaçlarına denk düşecektir diye, eleştiriyoruz da. herneyse.
bizler eşitliğin ve özgürlüğün savunulmasının bugün dışarıda gördüğü her "gereğinden fazla esmer"e şöyle bir omuz atmak için fırsat kollayan faşistlere karşı tüm imkan ve yollarla mücadele etmekle yapılacağına inanıyoruz.
pkk bir sol örgüt değildir. o devirleri geçeli çok oldu.
pkk kürtleri temsil etme iddiasında, ama kuzey ve güney kürt burjuvasının etkisinde milliyetçi bir örgüttür. buna paralel olarak sosyalist hareketle bağını giderek zayıflatmasına rağmen, geldiği sol gelenek sayesinde bu bağı koparmamıştır.
ama pkk bir devleti yöneten siyasi iktidar da değildir. dolayısıyla yönettiği ülkenin içinde başka ulusal farklılıkları baskı ve zor yoluyla imha ve inkar edecek bir konumda değildir. bir "devlet" değildir. karşısında ise türkiye cumhuriyeti devleti gibi mevcut tek kimlikli, baskıcı yapıya dayanan büyük bir "resmiyet", bir "yasal dayanak" var. üstelik bu yapısının her ne pahasına olursa olsun artmasını isteyen hatırı sayılır bir "devlet ve milliyet fetişistleri" diye adlandırılabilecek gönüllü ordusu var.
şu halde, "türk faşizmi" ve "kürt faşizmi" gibi ifadelerin halkları birbirine kışkırtmaktan öte bir işe yaramadığını, bunu bile isteye kullananların da iki halkın "provokatör" mensupları olduğunu söyleyebiliriz.