bana tüm yaşanmışlığımı hatırlatan şarkı. tüm çocukluğum bu şarkıyı dinlemekle geçti. gerek süheyl ve behzat uygur versiyonunu, gerekse orjinalini. bi gün arkadaşımın doğum gününe gittiğimde bu şarkıyı açmıştı. ''bayılıyorum bu araplara'' demişti. mutluluk kaplamıştı içimi, çünkü benim dışımda kimse sevmiyordu, şimdi de olduğu gibi...
bu videonun 1:50. saniyesinde faudel'in ''ya-a-a-a-a-a'' nidası beni alıp götürüyor. ciddi olarak tüm hayatım o nağmeyle gözümün önünden geçiyor. o ses kulağıma öyle bi işlemiş ki...o kısmı gözlerim kapalı dinliyorum. zamanında videosunu izleyemediğim için söyleyen kişileri görmemiştim, görünce double etki yarattı diyebilirim. faudel'in o gırtlağı, gülüşü, tatlılığı...tekrar sevdirdi bu şarkıyı bana.
evet, bu şarkının konser versiyonunun üstünden tam 13 sene geçti...hala dinliyorum. hala dediğim yerde duygulanıyorum, içim geçiyor. insanlar ''yeter dinleme artık şu şarkıyı'' diyorlar. ama engelleyemiyorum, her gün defalarca dinliyorum.
hayatımda bi şarkının bende böylesine yer edebileceğini hiç düşünmemiştim. çocukluk dönemi sanrılarım...bu şarkıyı iki kişinin söylediğini sanıyordum. sonunda söylenen ''merci, shokran, merci'' laflarını ve ardından gelen alkışları öyle bir hayal ediyordum ki...kesin bunlar kara kara araplardır, dinleyen kitle nasıldır acaba, konser midir bu, nedir acaba...diye aklımdan geçiriyordum. anlatırken bile ağlayasım geldi, duygularımı en açık şekilde anlatmam mümkün değil, ben bile anlam veremiyorum bazen.