ilkokuldaki fakir çocuk

entry11 galeri
    2.
  1. Pek çok vakit fakirliği yüzünden diğer çocuklardan geri kalıp leblebi tozu, meybuz bile alamadığı olsa da özellikle yerli malı haftasında çok acayip olaylar yaşar. Yaşı gereği bunların pek çoğunun farkında değildir.
    Yerli malı haftasında, sınıfın en zengin ve en modern (!) çocuğunun annesi kremalı falan bir pasta yapar. O pasta daha taksimat aşamasına bile yetişmeden çoktan bitirilmiş paylaşılmıştır. Oysa fakir çocuğun getirdiği tuzlu çörek * bitmez. hatta yarısından fazlası kalacaktır. Bu çörekleri akşam evine de götürmek istemeyebilir bu çocuk. Aslında önlük gibi tek tip kıyafet ile çocukların birbirinin zenginliklerinin farkında olmaması konusunda bir önlem alınmıştır milli eğitim tarafından. Ama nedense bu güzel düşüncenin içine yerli malı haftasında bu şekilde sıçılır.

    zaten bu çocuğun sahip olduğu fiziksel şartlar da fakirliğini belli eder. Mesela önlüğünün mavisi bile daha solgundur. Yakalık ütüsüzdür. Yakalığın iliklerinden biri her zaman kopmak üzeredir. Zengin çocuklar gibi saçlarını "amerikan" kestiremez, öğretmenleri anında kızar çünkü. Fakir çocuğun ailesi ile ayaküstü konuşulur mesela, zengin çocuğun ailesi ile öğretmenler odasında konuşulur.

    daha çocukken bile fakir-zengin ayrımı iliklerine kadar hissettirilir. Her seferinde öğretmen anne babasının ne iş yaptığını tüm sınıfın önünde sorar. Oysa çocukların ne kadar acımasız olduğunu en dingil öğretmen bile bilmelidir. * Akabinde çocuklar bir çocukla babası seyyar arabayla tatlı satıyor diye dalga geçerler mesela. Kıçı kırık polis çocuğudur üstelik bunu yapanlar.

    Spor parası bilmem ne parası gibi bir çok isim altında para toplanır, her gün parayı getiremediği için baskı yapılır fakir öğrenciye. Zenginin ise anne babası modern (!) olduğundan her gün okula gelir. Bu yüzden parayı zaten vermiştir veli, öğretmene.

    Tüm bu yıldırıcı etmenlere rağmen fakir çocuk candır. Kalemlerinin iki ucu birden kalemtraş ile açılmış, kaybolmasın diye silgisi cebine dikilmiş, bir çift mendilini 5 yıl burnunu silmek için değil elinin altına koymak için kullanmış, okula oyuncak hiç götürmemiştir. Patlak topla da oynamasını da bilir, soğukta üşümesini de. Önlüğü yırtılınca yenisi alınmaz, güzelce dikilir.

    edit: burada yazanların tamamı yazarın kendi hayatında yaşadığı ve/veya gözlemlediği gerçeklerden alınmıştır.
    84 ...