yüklenici firma astaldi'nin tünelin açılış tarihinin ilan edilmesinin akabine noter tasdikli olarak; tünelin tamamlanmadığı, bağlantı yollarının eksiklerinin bulunduğu, bu eksiklerle tünelin açılmasının yanlış olduğu, bu eksikliklere rağmen tünel açılırsa oluşacak can ve mal kaybından astaldi firmasının sorumlu tutulamayacağı konusunda açıklama yaptığı tüneldir... ayrıca başbakan'ın helikopteri insin diye tünel girişindeki direkler ve bariyerler kaldırılmış, ertesi gün "tünelimiz kapalıdır" denmiş halk bolu dağı'na yönlendirilmiş, akabinde kamuoyu baskısı sebebiyle tünel açılmış, uzun ve geniş araçlar kayarak tünel yolunu kapatmış, tırların girişi yasaklanmıştır... şimdi efendim yıllar önce bir hızlı tren faciası yaşadı bu ülke... iett yöneticiliği yapmış süleyman karaman tcdd genel müdürü olmuş, binali yldırım gibi ulaştırma konusunda çok da yeterli olmayan bir kişi ulaştırma bakanı yapılmış, hızlı tren projesi üretilmiş, raylar değiştirilmeden, fiziki şartla yeterli olmadan, trenlerin motorları değiştirilmiş, 160 km hız yapabilecek kapasiteyle donatılmış, adına da "hızlı tren" denmiş olay kotarılmıştır... kaza oldu ve kazada sorumlulukları bulunan herkes koltuğunda... garibim makinistlere kesildi fatura önce ama artık onlar da görevlerine geri döndüler... şimdi burada popülist politika yapan "halka hizmet ediyoruz" imajı vermeye çalışan ve günü kurtarmaya çalışan hükümetin sorumluluğu yok mu? biz bunu söyleyince hükümete düşmanca saldırmış mı oluyoruz? bolu dağı tüneli projesinde öngörülen buzlanma sensörleri yerleştirilmemiştir... buzlanma sensörünün çalışma prensibi şu şekilde gerçekleşir; "tünel giriş çıkışlarına ve viyadüklere ses sensörleri olacak. bu sensörler yolun üzerinde bulunan sıvının analizini yapıp, kontrol merkezine yol üzerindeki sıvının donacağı süreyi bildirecek. kurulan sistemle yola, tuzlu su eriğini püskürtülecek ve bu tuzlu su, yolun buzlanmasını engelleyecek.bBuzlanma yaşanmadan buzlanma olayı bitirilecek." şimdi bu sistem kurulmamış, astaldi firması kendisini doğacak olumsuzluklardan noter tasdikli bir yazıyla soyutlamış, hükümet astaldi'ye "hop birader ne demek sorumluluğum yok? bal gibi sorumlusun" dememiş, diyememiş, tünel tamamlanmadan açılmış, tırlar buzlanmadan dolayı kaza yapmış, sorumlu olarak zincir takmayan tırlar gösterilmiş.. hükümet sütten çıkmış ak kaşık olmuş... ne ala memleket... devletin yaptığı her inşaatın bir süresi vardır... inşaat; bir kuruma ihale edilirken zaman da göz önünde bulundurulur. zaman aşımı her iki tarafı da cezai olarak bağlar... eğer astaldi zamanında bitiremezse tam teşekküllü olarak, astaldi firması günlük olarak ceza öder... bu da artık kaç yüzbin dolarsa bellidir... alelacele tünel tamamlanmadan açmanın mantığı nedir? şimdi bu olayda hükümetin sorumluluğu yok mudur? hatta en büyük sorumlusu değil midir? illa günü kurtarmak popülist politikalar peşinde koşma mı gerekmektedir seçim dönemi yaklaşınca? hızlı tren, bolu dağı tüneli... bir başka polülizm elektrikte zam yapılmaması (bkz: elektrikte oynanan büyük oyun) popülist yaklaşımlarla hareket edip, durumu daha karmaşık, daha içinden çıkılmaz hale getirmek de sanırım hükümetin en büyük başarılarındandır...