eve adımımı attım sözlüğü açtım ve ne göriyim , bizim bücürük uuserlar aşk acısı çekenlere tavsiyeler vermeye karar vermişler..
400 küsür entriyi okudum.. acıyı öven olmuş , dışarı çık diyen olmuş , birini bul diyen olmuş.. kısaca her 20 entryde bir kendini tekrarlayan bi takım saçmalıklar yazmışsınız totorolar alınmayın ama..
ı
gecenin saat 4.30 olmasına ve de kanımda alkol dolaşmasına rağmen , sırf size çok uyuz olduğum için yazıyım dedim.. ben de tavsiye verenlere tavsiye veriyorum amk..
kolay mı lan öyle tırt tırt tavsiyeler vermek ?
bi kere aşk acısı çeken adam , sizin bildiğiniz tanıdığınız adam değildir.. hastalıklı şizofrenik başka bi adam olmuştur artık.. ben kendimden biliyorum..
eski sevgilisini ilahlaştırır , kendisini hep suçlu hisseder.. terk edilmenin egoya indirdiği öldürücü darbeyle kendini hiç bi şeye layık göremez.. ya da terk etmenin vicdan azabı gelip böğrüne oturmuştur.. yataktan kalkacak hali yoktur.. en çok çalışan yeri , gl. lacrimalisleri olmuş , gözleri kurbağa gibi pörtlemiş , beyninde wernicke merkezinin yanına bi de "eski manita areali" yapışmış bi adamdır o artık..
ben bi gün , 2009 kışı mıydı neydi , heidelbergde boyum kadar kar varken gece gelen bi telefonla irkildim.. saat 3.. telefonda hollandada okuyan bi arkadaşım.. sesi ölü sesi gibi.. sanırsın ki beni morgdan arıyo ruhu.. dedim noldu ? bitti dedi.. sana gelicem dedi.. iyi gel dedim.. trene bindi geldi ertesi sabaha.. onu otogardan aldım.. onca soğuk havada üstünde montu bile yoktu.. kapişonlu salak bi sweatshirt.. dedim kızım zatüree olucaksın ?! öyle boktandı ki hali.. üstündeki eşofman.. boş olduğu belli deri bi çanta..
dedim gel gidelim.. yürüyelim dedi.. karda kışta yürüdük.. etrafta çıt yok.. okulu mokulu gösteriyorum buna.. hiç tındığı yok.. 3 senelik ilişki.. ilk sevişme ilk sevgili.. sonra "annem seni bana uygun bulmadıyla" biten öküzce bi ayrılık.. yerine konan yeni bi sevgili..
her halükarda boktan bi durum..
2 gün kaldı bende.. sadece bi kere yemek için dışarı çıktık.. geri kalan zamanda da uyudu..
aşk acısı çeken adama yapılan yanlışları anlatıyım o zaman niye bu boktan iç burkucu hikayeyi anlattığım anlaşılıcak :
yaşanmış şeyler var.. herkesin ayrı hikayesi var.. neticede dünyadaki 7 küsür milyar insandan , ki belki bunları yazarken ben 8 milyar bile oldu , birini seçiyosun , saçlarını dudaklarını yer yer amını sikini daha kötüsü beynini ona veriyosun. yakınlaşıyosun.. sonra çat bitti.. bu kadar acı bşi işte.. sonra biri geliyo , bütün o yakınlaşmaların daha sıcaklığı gitmemişken diyo ki , başkasını bulursun ?! kolay mı olm o kadar :/ onu kolay mı bulmuştu ki başkasını şıp diye bulsun...
bunu bana da diyenler oldu yemin ederim sike sike öldüresim geldi.. ama halim bile yoktu..
bu da ayrı bi katil olma sebebi.. isterse orospu olsun.. isterse piçin teki olsun.. ki genelde büyük acılar yaşatanlar orospu ya da çocuğudur orası da ayrı.. ama işte insan seviyo.. hele bi de en kötüsü , aşık olan adam "o"nun için acı çekmeyi hediye sanıyo.. ona giden yol sanıyo.. ben mesela hep şunu düşündüm "ben bu kadar ağlıyorum kesin bi şekilde allah bana bi güzellik yapıcak.. görücek onu bu kadar sevdiğimi anlıcak değerimi bana dönücek.. çok fazla selvi boylum al yazmalım izlemenin semptomları hep işte..
ondan soğutmaya çalışmayın çünkü o mıknatıs gibi gitti yapıştı hayaline şimdi..kafasında fotoşap yaptı..bütün hataları sildi etti.. geriye müthiş bi adam kaldı.. giden bi adam.. bırakın umutlansın.. diyin ki , abi gelicektir sana.. sonuçta , ölümcül bi hasta bu yani.. bu başkalaşmış olan acılı adam ölücek nihayetinde.. aşk acısı geçince nasılsa o eski adam olucak ( umarım ).. bari umutla ölsün.. kalan zamanı acılı geçmesin..
yani lan ben üni.de okuyorum.. ayrı evim vardı yurtdışındaydım karı kız gırla.. anne yok baba yok karışan.. he noldu partilere 2 sene takıldım.. şimdi ancak arkadaşlar yemek yaparsa çıkıyorum gidiyorum.. bildiğin 50 yaş üstü emeklilik fonu seçen dedeler gibi oldum yani.. kim nereye çıkıyo her gün ? ne para yeter , ne o kadar gezilecek arkadaş çevresi olur , ne de normal insanlarda o kadar istek.. ancak hasta , kendine dayanamayan , yalnızlıktan delice korkan adamlar paso dışarda kopmalarda olurlar.. çünkü evde tek başlarına katlanamazlar.. yani , paso gez abi nedir ?!
diyin ki , abi ya çok süper bi kitap buldum.. gidin verin.. kitaba dalsın yatağında.. bilgisayarda kesin eski sevgilisel şeyler var çünkü.. açmasın.. yorganının altında otursun kitabını okusun.. baş ucuna mendil koyun , bi de su.. bi kaç da bozulmucak abur cubur.. çünkü biliyorum aşk acısı çeken ibneler , kalkmıyolar yemeğe bile.. ben artık son evrede baş ucuma lazımlık almaya karar vermiştim.. 23 metrekarelik evin bi odasından tuvalete gitmek zor geliyodu çünkü..
en iyisi kitap.. kimse dışarı çıkmaz zaten sizin gibi yüzeysel bi sikitopla.. gezmiş ?!
burda acemi aşk doktorumuz , kendi aklınca aşk acısını başka acılarla kıyaslıyo.. böylelikle giden aşka değil , afrikadaki açlıktan ölen çocuklara ağlıcaz dimi amına koyduğum ???
zaten bi adam sizden böyle çekip gitmişse , telefonlara çıkmıyo , bi daha görüşme ihtimaline cevap bile vermiyosa pratikte ölmüştür.. ölüm ölüm dediğin nedir ki ? birini her gün rüyanda görüyosan uzun uzun onla konuşuyosan , o ölü bile sayılmaz.. bi teyze vardı hastanede cuma günü.. kocasını 20 sene önce kaybetmiş.. 38 doğumlu.. 40 sene filan evli kalmış.. kadınla ilk anamnez için konuştuğumda , bana kocasının dün geldiğini kendisine sarıldığını vs. anlattı.. ben de şaşırdım çünkü dosyada bakım evinde yazıyodu ayrıca acil durumlar için karar vermesi gereken bi şirket ayarlanmıştı.. dedim ne bu şimdi.. sonra hoca dedi , bunama var diye.. bi an düşündüm , kadın için adam ölmemiş.. yani hala görüyosa..
delice geliyo tabii şimdi ama böyle bence.. bi insan , benden bilmem ne kaç km ötede nefes alıyo , yiyo içiyo sevişiyo hatta , ben onu ama bi daha asla göremicem.. koklayamıcam dokunamıcam.. eee o aldığı nefes , yemek borusundan löp löp akıp giden yemekler bana bi rahatlama veriyo mu ? vermiyo.. tabii birinin ölmesi hele de sevdiğinin ölmesi apayrı bişi.. amenna da , hissettirdiği şey giden birinin , ölen birinden çok da farklı değil..
o yüzden böyle salak salak konuşmayın.. diyin ki , abi gitti maalesef.. inşallah gelir ama.. ben onun yerinde olsam gelirdim sana.. yani bunu duymak bile iyi geliyo..
aşk acısını ben bu arkadaşımı izlerken , doyasıya hissettim..şimdi bile kimseye aşık değilken , ruh halim gayet iyiyken o eski evimde yatan kızı hatırlayınca içim fena oluyo..
aşk acısı genelde saf bi acı olmuyo.. ben öyle hissetmedim en azından.. başta , bi daha asla onun gibi olmayacağı düşüncesi geliyo.. başka kimseyle böyle yakın olamam.. her şeyi onunla yaşadım tükettim.. başkasına nasıl sevgilim derim ? beni niye terk etti ? başkası var mı ? beni unuttu mu vs gibi sorularla iyice derinleşen , merak paranoya yalnızlık çaresizlik , üzülmese sanki ona yeterince değer vermicekmiş gibi hissetmekten mütevellit acıya tapma , kimsenin kendini anlayamacağını hissetme , herkesin müthiş yaşarken kendinin kader kurbanı olduğunu düşünme.. var oğlu var.. bütün negatif duygular birleşiyo..
hal böyleyken , siz bi insana bi kaç sevgi saygı sözcüğü ve iyi temenniyle bütün bu duyguları gideremezsiniz.. ben bu arkadaşı dinlerken , belki ayıp belki orospuluk ama , onun anlattığı kişiye aşık oldum , ilişkilerini de kıskandım.. çok ilginç bi deneyimdi.. kıza bi portakallı votka koydum.. sonra votkalı portakala düşürdüm.. hiç bişi demeden dinledim.. sıkılmadan etmeden.. aklımı vererek.. başını okşadım , bol bol sarıldım , çay koydum , tuvalette o kusup ağlarken bekledim.. 3 seneyi anlatırken , tophanede içtikleri nargile , yurttaki ilk öpüşmeleri , annesiyle tanıştırması , aralarındaki küçük oyunlar , kavgalar hepsi bir bir kafamda oynamaya başladı.. çıktığı çocukla kızı ben ayarlamıştım işin aslı.. çocuk da taa 9 senelik arkadaşımdı.. bi kere bile hoşlanmadığım , bana sorarsanız ukala öküzün teki olan bi adam.. fakat bu kız anlatırken , öyle bi adam canlandı ki kafamda.. bu benim arkadaşa benzemeyen apayrı biri.. şimdi bu kıza sen , aşkının yalan olduğunu o adamın aslında kafasındaki gibi biri olmadığını , ondan çoook iyilerinin olduğunu söyleesen , o dinlediğim 3 senelik hikayeye ayıp etmiş olmucak mısın ? olucaksın..
yani her hikaye bence dikkati ve şefkati hak ediyo.. sonu boka batmış olsa bile , her insanın sevgilisiyle ilk buluşma anı , ilk öpüşmeleri , ilk buluşmaları en azından kendini dikkatle ve yargısız dinleyen birini hak ediyo..
aşk acısı çekerken ben mesela , en çok onunla olanları kötüleyip , zaten bok gibiydi beee diyenlere üzüldüm.. çünkü sen orda acı çekiyosun boru mu bu ? miden ekşiyo , tansiyonun düşüyo , burnunun koku skalası değişiyo , nabzın hissedilmez hale geliyo.. sonra biri gelip bu acının aslında "bi orospu" için olduğunu söylüyo..
yapmayın yahu.. aşk acısını çeken adama , ben bol bol sarılırım.. zararsız oluyolar zaten.. asalak gibi.. yolsa sallana sallana yürüyüp kendini yeniden sevmeye layık hissettiricek insana çarpmayı bekliyolar.. hikayelerini dinleyin.. sevin okşayın.. başka bi şeye gerek kalmıcaktır..
ama yani gözünüzü seviyim dışarı çık filan demeyin lan.. sex and the city mi çekiyoruz amk ?!