bir kendini kandırma durumudur. zira sevmek nasıl istemli olmuyorsa sevmemek de aynı şekilde istemli olamaz. lakin yaşanılan acı tecrubelerin ve hayal kırıklıklarının ardından kişinin sarılacağı tek silah zarar verenden yani 'sevmek'ten uzak durmaktır, bir nevi çocukça bir isyandır, 'bana ne, mızıkçısınız siz ben oynamıyorum' demektir. ger gör ki zaman geçer, çocuk kızgınlığını unutur ve oyuna katılır; aşk gelir, kapıyı çalar. ama vazgeçmiştim ben' demeye vakit kalmadan kendinizi çoktaan kapıyı açmış bulursunuz. bir sonraki isyan ve verilen sözün hatırlanışı bir sonraki yenilgiye tekabül eder. ve bu böyle devam eder gider.