nacizane çevirmiş bulunduk, hatalarımı düzeltebilirsiniz. ha bir de sanırım david gilmour un aynı zamanda pilot ehliyeti varmış ve bu şarkının fikir ve melodi olarak havada uçarken aklına ve kalbine ve o yetenekli parmaklarında fender stratocaster ine düştüğü rivayettir.
uçmayı öğrenmek - pink floyd
uzak mesafelere, siyah bir kurdele
tekrar sarılamayacagı kadar açılmış
hayali bir ucuş ruzgarlı açık alanda
tek başıma ayaktayım ama sersem gibiyim bu durumda
ölümcül bir cazibe kavrıyor sıkıca beni,
nasıl kurtulabilirim bu dayanılmaz sarmalanışla
gozlerimi alamıyorum daireler çizen gökyüzünden
dilsiz ve sersemlemiş bir serseriyim yeryüzünde ben
buzlanıyor kanatlarımın ucları
gereksiz uyarılar, düşündüm hepsini
yok bir kaptan bana gösterecek evime giden yolu
boşalmış ve öylece kalakalmışım
tedirgin bir ruh ucmayı öğrenen
yere inmesi kaçınılmaz ama denemekte kararlı
gozlerimi alamıyorum daireler çizen gökyüzünden
dilsiz ve sersemlemiş bir serseriyim yeryüzünde ben
yeryüzünden yukarda, bir çift kanat ve bir duayla
kafamın üstündeki halem ve buhardan bir şerit havanın boşlugunda.
göruyorum uçtugunu golgemin bulutların arasında
sulanan gozlerimin bir ucunda
sabahın aydınlıgında korkutmayan bir düş
fırlatabilir bu ruhu gecenin çatısına
başka duygu yok bununla kıyaslayabileceğin
yitirilen canlılık, bir mutluluk durumu
aklımı alamıyorum daireler çizen gökyüzünden
dilsiz ve sersemlemiş bir serseriyim yeryüzünde ben