bu kitabı gerçekten "seviyorum."
sevince, o kişiyi, o şeyi, tüm kusurlarıyla kabul edip seversin. kötü yanlarını önemsizleştirirsin hatta, daha da çok sevebilmek için. işte bu kitaba karşı hislerim de aynen böyle.
okumadan önce, 9/11 temalı her türlü esere sıkıntıyla yaklaşır ve sonucunda da sevmezdim. ama bu hikayede, 9/11 küçücük bir ayrıntı gibi sanki gözümde.. jonathan bize oscar'ın beynine geçiş hakkı veriyor, bir anda on yaşında bir deha oluveriyorsunuz. ve onun kalbinden büyük hüzünlerine, ağır botlarına, kollarını morartışlarına aşık oluyorsunuz.
babaanne ve dedenin aşkıysa ayrı bir hikaye. içinizi acıtıyor, üstünde tek bir harf bile olmayan bir sayfaya bakıp ağlayabiliyorsunuz.
son olarak;
--spoiler--
"Excuse me, do you know what time it is?"
--spoiler--