otobüse binebilecek kadar şanslı olan durak arkadaşlarının kendisine otobüsün buğulu camları ardından acıyarak bakması nedeniyle hüznü bir kat daha artan insandır. dakikalar hatta saniyelerle günün talihlilerinin acıyan bakışlarını üzerinde toplamıştır. hele bir de otobüsü kaçırmamak için insan üstü bir çaba harcadıysa kederi kat be kat artar bu insanın. aynı yere düştüğünde bacağının kolunun ağrısına değil de çevredekilerin onu görmesine ağlayan çocuk gibidir. öyle işte. verdiği acı ıslanmış ekmeğe duyulan acıdan farksızdır. eğer son otobüsse, evdeki son ekmek parçasının ıslanmasına denk bir acı verebilir. (bu otobüs yolculukları sayesinde roman yazacağım şerefsizim)