breaking the waves

entry15 galeri
    13.
  1. izledikten sonra, izledikten çok sonra bile etkisinden kurtulamayacağınız bir film. lars, "Bess üzerinden hz. isa'yı anlatıyor" demişti bir yerde dücane cündioğlu. bu, filmi okumak için çok önemli bir nokta bence. yoksa havada kalır, anlamazsınız.

    bess, saf ama iyidir. tıpkı dostoyevski'nin budalası, kurosawa'nın hakuchi'si gibi. bir tek o'nu jan'ı sevdiği için başka bir şeyi görememiştir/sevememiştir. bu öyle bir sevgidir ki, dışardan bakanlar bess'i deli sanırlar. din adamları bile anlamaz, çünkü bu, bess'in hakikatidir. bu nedenle o'nu dışlarlar. cehenneme gideceğinden emindirler hatta. ama trier filmi öyle bir bitirmiştir ki, hepsine kurşun niteliğinde bir cevap vermiştir. tabi anlayana. gökyüzünde çanlar çalar, bess öldükten sonra. din adamlarının, mahkemenin gözünde suçlu, değersiz olabilir ama tanrı'nın nazarında değerlidir o. önemli olan da budur zaten.

    --spoiler--
    Filmin sonuna doğru Bess ölür. Mahkeme tıbbi gerekçesini duymak için doktorunu çağırır.

    -Mahkeme tıbbi gerçekleri duymak istiyor.
    -Eğer... Vardığım...Vardığım sonucu tekrar yazmamı isteseydiniz eğer, "nevrotik" ya da "psikotik" yazdığım yerlere sadece tek bir kelime kullanırdım "iyi."
    -iyi mi?
    -Evet.
    -Tıbbi görüşürünüzün mahkeme kayıtlarına maktulün çektiği acıların "iyi"likten kaynaklandığı şeklinde mi geçmesini istiyorsunuz? Belki bu psikolojik bozukluk onun ölümüne neden olmuştur....
    --spoiler--
    0 ...