türk olmaktan utanılan an

entry33 galeri
    29.
  1. borç-harç açıp bizi kurtarmasını umduğumuz gıda-marketimiz bir turistik mekanın çok yakınındaydı. o zamanlar ben saftirik bir ergen, dükkanda bir aile büyüğü eşliğinde çalışıp işi öğreniyorum. bütün bir yaz markete gelen turistlere peynir tattırmak, salam kesip ikram etmek, domates tartmak ve paket yapmayı öğrenmek gibi ulvi edimlerle geçiyor falan...
    bir gün yine yazın kavruk sıcağında ben beyaz peynir gibi dükkanda oturup sıkıntıdan çekirdek çitliyorum, babam kabukları etrafa atmamam konusunda sonu gelmez uyarılarda bulunuyor; market kapısından içeriye müthiş bir hatun girdi. türkçe konuşmalarına rağmen aksandaki bozukluk dili sonradan öğrenmiş olduklarını ele veriyor.
    o zamanlar kiloyla açıkta yoğurt satılırdı, ne kadar isityorsan o kadar alabilirdin. bizim afet hatun yoğurt istedi. artistik hareketlerle buzdolabına doğru yöneldim, hemen kovaya sarıldım, yoğurdu özel poşedine koymaya başladım.. ki babamdan bir uyarı tonu daha:
    - helkenin götünü yere vur oğlum, cıvımıştır o yoğurt... iyi yerlerinden kat hanfendiye.
    o an ölmek istediğim andı. o söylem hangi insan ırkına aitse o ırktan nefret ederdim. helke dediği kova, durduk yere ad değiştirirken benim yüzüm çoktan kızarmıştı. kovanın alt tarafı da müstehcen bir isim almıştı ya o ergen halimle buna nasıl dayanacağımı bilememiştim. hayattan soğumuştum lan. hele ki bir de yoğurdun cıvıması var ki... ulan baba bir çuval inciri b.k ettin tamam da en sondaki hanfendi neyin nesiydi, diye hala sorarım. babama değil tabi.
    0 ...