her daim dumanlıdır başı.ateşi solur soma insanı. yüreği yanar ateşle...
soma linyit nimetine haiz griban bir şehirdir emekçinin şehridir. halkı işte güçtedir hep ülke elektriğinin yüzde sekizini karşılamak için garibandır emekçidir...
puslu kış sabahıdır yağmur çiseler ağızlardan çıkan buharlar yanık kokulu havaya karışır. herkes çıkmıştır yola işli işine işsiz işsiz kahvesine...
kahveler çayı demlemiş simitçilerin sesi çoktan açılmıştır... lakin havada yine bir hüzün vardır... dudaklarda kara bir fısıltı:
-üçmüş
-beşmiş
-iki ölü üç yaralıymış
-ölü üçmüş üç
-biri yeni evliymiş
-birinin üç çocugu varmış
-biri yeni mühendislerdenmiş...
göçükolmuştur madende. dünya başlara göçmüştür.. kömür gibi karamıştır baba bekleyen gözlerin kaderi..
matemdedir soma kalabalık mı kalabalıktır cenazeler... gazetelerde şöyle naberi görülür: somada göçük, 2 ölü 3 yaralı...
aynı gazetede şu haberi görmek de mümkündür: elektrikte kaçak yüzde 23...
soma ssk hastanesinin önünde küçücük bir anıt vardır. üstünde yarım kalmış şu cümle yazar: bir avuç kömür için bir can verenlere...
soma kömüre çok can vermiştir hala vermektedir kah ocakta kah hastane köşelerinde kanserden