tanım : Sigara içerken ağlama yahut ağlarken sigara içme durumudur.
Siz
&feature=player_embedded
şarkısını dinlerken bir mesaj gelir, sigara izmariti elinizde, ne olacağından bir haber mesajı açarsınız.
Mesajda yazan ;
BiTTiM:
72. kapanış konuşması
--spoiler--
insan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık olması en az altı kişi arasında geçen bir hadisedir. Hangi kişiliğinin hangi kişiliğe, hangi parçanın hangi parçaya özlem duyduğunu çözemediğinde, içmeyi unuttuğun sigara parmaklarını yakana kadar karşı duvara bakarsın.
Ve o zaman anlarsın hayatının uzun zamandır neden başka birinin hikâyesiymiş gibi gözükmeye başladığını. Sokak lambalarının ölgün ışıkları karanlık odalara vurduğunda, duvar saatinin tik taklarından başka ses yokken yanında, sanki bir tek sana açıklanmayan bir sır varmış gibi beklerken anlarsın aslında boşa beklediğini. Tünelde sana yol gösterecek rehberin, karanlıktan başka bir şey olmadığını anlarsın. Anne diye ağlayan çocukların aradığının çoğu zaman şefkatli bir baba olduğunu anlarsın. Çekip gitmek isterken görünmez bir elin seni nasıl durdurduğunu anlarsın.
Kırk yaşında ama altmış gösteren adamlara daha dikkatli bakarsın o zaman. Kahvelerin dışarıyı göstermeyen isli camlarına. Berduşlara ve kör kedilere bakarsın. Gözbebekleri kaymış esrarkeşlere. Suyun üstüne çıkmış ölü balıklara. Havada asılı gibi duran yırtıcı kuşlara daha dikkatli bakarsın.
Çabalarının sonuç vermediğini gören umutsuz insanların bakışlarıyla ancak o zaman buluşur bakışların. Bir yağmur çaktırmadan dindiğinde. Bir gün çenesi ağzının içine kaçmış dişsiz ihtiyarlardan birinin de sen olabileceğini bilirsin artık. Bir gece ansızın, yapayalnız ölmekten korkarken, cesedimi komşular mı bulacak yoksa sayım memurlarımı diye düşünürken hissedersin göğüs kafesinde her gün biraz daha büyüyen, kimsenin kapatamayacağı o boşluğu. Bir kokuya sarılma isteğini. Bir ömür gibi geçmiş zor, uzun günlerden sonra anlarsın ruhunu zehirleyen karmakarışık düşünceleri. Büyük heyecanlardan sonra çöken bitkinlikleri. Kimsenin bulutlara bakmadığı bir şehirde bir lafı döndürüp dolaştırmadan anlatmanın imkansızlığını. Belki de insanın ne anlatacağını bilemediğinde şair olduğunu anlarsın.
Gözyaşların kurumadan gülmeye başlarsın o zaman. Çünkü bilirsin ki seni artık kimse kandıramaz kolay kolay. Mutsuz insanları kandırmak zordur çünkü. Hayata her zaman kuşkulu gözlerle bakan, mutsuz insanları kandırmak, herkes bilir bunu, çok ayıptır çünkü.
Kendinizi bulursunuz ilk cümleden itibaren, biraz ilerlerken dolar gözleriniz.
içmeyi unuttuğun sigara parmaklarını yakana kadar karşı duvara bakarsın.
kısmında elinizdeki iki parmağınız arasındaki o sigara izmarit yarası sızlar aniden.
Kursağınıza dizilir sözcükler, yutkunamazsınız.
anne diye ağlayan çocukların aradığının çoğu zaman şefkatli bir baba olduğunu anlarsın'ı okuduğunuzda ise darma duman haldesinizdir. Artık genizleriniz dolmuştur. Bir de duygusal bir moddaysanız. Sigara izmaritinden çektiğiniz o nefessiz nefes öksürük krizine sokar sizi.
Kendinize gelemezsiniz. içiniz ayrı sızlar, parmaklarınız ayrı titrer, boğazınız ayrı acır.
Hele de doctor oetker'in reklamını izledikten sonra ;
ben, hayatım boyunca mutluluk pastasından bana düşecek dilimi bekledim ama anlayamadımki babam böyle pasta yapmayı neden öğrenemedi, repliğini yazan bir çocuksanız.
her yere düştüğünüzde anne anne diye ağlayışlarınız gelir aklınıza. Bu satırları yazarken dökülenler aslında, geçmişe ağıttır.
dizleriniz tekrar acır gibi olur, asla kapanmamış yaralar tekrar kanar, acıtır olur aniden.
Ağlarken sigara içilmez, ağlamanın bir usulü adabı vardır. Sigaranında öyle bu şey gibidir; Çayın yanında sigara içmeyen eşektir, kahvenin yanında içmeyen eşşoğlueşektir tümcesi gibi. Ağlarken sigara içen has eşşektir!