galatasaray her zamanki gibi türk sporunun lokomotifi olduğunu gösteriyor. galatasaray, geçen sezonki durumu göz önünde bulundurulursa, bu gözaltılardan -veya ligden düşürülme vs- kârlı çıkmayacak tek takım. hatta şu da var ki, kötü geçen bir sezonun üstüne fenerbahçe'nin veya beşiktaş'ın olmadığı bir ligde namağlup şampiyon da olsa, o şampiyonluk eksik olacaktır. bunu bütün gs camiası biliyor.
anlaşılmayan şu ki, geç verilmiş veya verilmemiş bir kararın türk futboluna, fenerbahçe'ye zarar vereceğinin farkında ünal aysal. birkaç ay sonra şike kesinleşirse ne yapılacak? bizim ligleri geçtim, avrupa maçları ne olacak? fener'in düşürülmesi gerekirse o maçların geçerliliği tartışılmayacak mı? bu durumda uefa en hafif tabirle ağzımıza sıçmayacak mı? ya da fener'in avrupa'da başarılı olduğunu veya iyi bir sezon geçirdiğini düşünelim. tüm bunlar tekrar fener taraftarının elinden alındığında kat kat daha büyük bir hayal kırıklığı yaşatılmayacak mı fenerlilere?
ayrıca iddianameyi beklemek de nedir? kanıtlar ortada ve bellidir. bu kanıtlar fener'i ya da başkalarını ligden düşürmeye yetecek kadarsa düşürülür, yetmiyorsa düşürülmez, ceza alması gereken kulüpler alır, diğerleri aklanır. tüm bunların operasyonla ya da yürütülecek mahkeme ile alakası yokken iddianameyi beklemek sadece zaman kazanma çabasıdır; ancak bu zaman kazanma çabası fenerbahçe başta olmak üzere bütün türk futboluna zarar verecek.
ünal aysal bunun olmasını istemediği için, günü ve feneri kurtarma çabası içinde olanlara karşı dik bir duruş sergileyebildiği için bugün fenerliler tarafından kötü adam ilan edildi.
beşiktaş ve galatasaray'ın karakterli bir ortak duruş sergileyeceğini düşünüyordum. ama bjk resmen dağıldı, sesleri fısları çıkmıyor. çarşı da olmasa, koca beşiktaşa sahip çıkan yok. neyse ki galatasaray böyle bir durumda değil. bu arada, galatasaray kulübü'nün fenerbahçe'nin zarar görmemesi için büyük çaba sarf ettiğini de eklemek gerek.