evden uzakla$mak isteyen bir çocuğun en iyi arkada$larıdır. sokak lambaları ve yağmura kavu$abilme ihtimali, bir gece, rutin anne baba gerginlikleri sonucu kapıyı vurup çıkmakla ba$lar. kaçılır ses duymamak için. o çok sevdiğin sokağının kaldırımını, her seferde yava$ yava$, tadını çıkara çıkara yürürken, $imdi ko$ar adımlarla geçersin. hava buzdur, gökyüzünde kırmızı yağmur bulutları... duyarsızla$ırsın her $eye. hani o haberlerde bahsedilen sokak piçleri, serseriler vardır ya, "onlardan çıksın lan kar$ıma" dersin, "öldüreyim, sinirim geçsin" dersin. para her $ey demek ya; aceleyle çıkıldığı için cüzdan, para hiçbir $eyin yoktur yanında. sokak sokak gezersin, dü$ünürsün "bu olanları ben hakettim mi acaba" diye. yağmur ba$lar, iyi ki kap$on vardır montunda, kafana geçirirsin, yürümeye devam... aklını kurcalar hep ev, evdekiler. yorulursun, çökersin soluk soluğa bir sokak lambasının dibine. yağmur $iddetini artırır, bitkindir ruh durumun. öylece beklersin, beklersin. tek $arjı kalmı$ telefonun çalar, "abi kavga bitti gel" der 4 ya$ küçük karde$in sesi. i$te o zaman ya$lar hallice bo$alır gözlerinden. sokak lambasına sarılırsın, yağmur gözya$larına e$lik eder vaziyettedir. gözya$ların bitene dek. sonra bostancı'daki o sokaktan her geçi$inde bakarsın o lambaya... "bir de yağmur yağsın $imdi" dersin. "o yağsın ben ağlamayacağım" dersin, kendine söz verirsin. defalarca söz verirsin mutlu olmaya...