mutlu evlilik vardır

entry3 galeri
    1.
  1. haydar ergülen 'in gayet hoş evlilik ve evlilikte de devam eden aşk güzellemesi şiiri.

    "
    karımın gözleri bal rengi saçları perma
    ben izin verdim güvercinim öyle güzel ki
    biz sade yurttaşlarız bayım şimdi olduğu gibi
    bir saçın haylaz tellerine takarız mutluluğu

    karım bir melek gibi düş inceliğinde
    uzun uzun susar yıllarca konuşmuş gibi
    pullarım yıldız yıldız oynaşırken içinde
    susar ela gözlerinde engin bir su derinliği
    düşerim gölgesiz denizlere eririm sanki

    bilmenizi isterim ki sayın görüşmeci
    tek ve kesin bir yanıtımız var bizim
    soruşturmalara dünyaya geleceğe
    mutluluk yüzümüzün olağan rengi
    namuslu ve kurallar çizgisinde insanlarız
    yargı evindeymişiz gibi yanıtlayacağız sizi

    özgürüz üstelik ciddi bir iştir özgürlük
    paranın dolaşıma girmesiyle başlar tarihi
    dolaşık özgürlüğün işe yarar bir bölümü de
    kıvrılıp süzülerek girmekte cebimize
    ah kutsal kardeşliğiniz dünya durdukça dursun
    ey çağlayarak dökülen ulu para ırmakları
    ey hür dünya gibi dalımıza konan özgürlük

    tarih deyince ortak geçmişimizi anımsıyorum
    kadınlar kanları pahasına yazarlar tarihi
    karımın tarihi yoktu kanı dökülünceye değin
    karımın yaşı üç gülmeyin üç yıldır evliyiz
    üç yıldır iç ve dış düşmanlara karşı
    biz kipiyle konuşmanın sevinci içindeyiz

    nasıl politik olmayız her şey politik
    güncel politika tartışmalarına girmeyiz
    seçimlerde oyumuzu atarız en iyisi demokrasi
    gündemimizde varsa yoksa aile politikası
    seçimsiz kavgasız saygılı sessiz

    geceleri koruyucular alırız yurttaşlık gereği
    güzel göğüslerimiz geniş omuzlarımızla uyum içindeyiz
    yunan tanrıları gibi çılgınca sevişiriz
    çocuklar doğururuz zümrüt gözlü bol kirpikli

    ruhumuzun aynası kitaplar duvarları süslüyor
    hayran gözlerimizi okşamakta boydan boya renkleri
    bu kitabın rengi ne hoş filizi yeşil
    sana bu renk bir kazak örmeliyim kocacım
    trajik bir roman mı okuyorsun demek kış geldi
    ilk kar düşmeden koyu giysilere bürünmeli

    mektuplar ailemizin gizli tarihi
    deli bir kan akıyor ilk mektuplarda
    'seni alamazsam öldürürüm kendimi'
    bunu görmenizi istemezdim kişiye özel
    'seni soyunuk çekecek bir çekici olsaydı
    yokluğunda hiç duymazdım özlemini'
    mektuplar çocuk biraz çapkın çokca tarihi
    'öyle mutluyum ki seninle bi yağmurumuz eksik
    sustuğumuzda şöyle inceden çiseleyen
    ilk sinemaların kaçamak öpüşlerin yağmuru'

    aile fotoğrafları kuşaklar boyu kalacak belge
    benim saçlarım ortadan ayrık karımınkiler perma
    bakın şu gülüşün eskimezliğine tarih gelse bozamaz
    burda kuğulu parktayız önümüzde kuğular
    ha kuğunun boynu ha karımın inceliği
    bense bir sığınak gibi olduğum yerde
    karım pembe bir gül gibi ilişmiş göğsüme
    bunlar karımın elleri güzel elleri ince
    sanki sevgisini katıyor yediğimiz yemeklere
    kıyıdaki tabağa uzanan benim elim
    sofrayı toplarken yardım ediyorum güvercinime

    açıklar mısınız neler karalıyorsunuz böyle
    öznesi ölü bir kadın olan ebedi bir aşk mı
    boğulmuş bir gençlik mi yatıyor karımın yüreğinde
    işte bayım ömrümüz tümüyle önünüzde
    gülümseyen bir fotoğraf gibi mutlu ve gerçek
    son ve mutlak bir yanıt gerekecek size

    dünya ölümlü dünya bu aşk bir gün bitecek
    karımla ben ölüm denen sonsuzluğa düşünce..."
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük