Bu cümle daha doğrusu bu cümlenin temsil ettiği zihin yapısı doksan yıldır bize ne kazandırdı bunu sorgulamak gerekir. Doksan yıldır bu zihniyetle yönetilen bir ülkeyiz ve sonuçlarına bir bakarsak karşımıza ne çıkıyor. Binlerce ölü, darbeler, mesleksiz insanlar, dünya sıralamalarında alt sıralar. Şimdi bana özgür bir ülke yarattı derseniz, düşman işgalinden kurtarıldı derseniz anca gülerim. Birincisi düşman işgalinden kurtarılırken kürdü,çerkezi v.s de vardı savaşın içinde. ikincisi özgür bir ülke derseniz; sunni ama dindar olmayan, türkçe konuşan, şarap içen insanların yaşam standardını koruyan bir özgürlük bu. Toplasan yüzde beş kadar bir kitlenin özgürlüğü. Peki geri kalanı kürdü, alevisi, dindar sunnisi, ermenisi, hristiyanı. Bunların özgürlüğü nerede.
Bizim dünya standardını yakalamamız için önce kutsallarımızı sorgulamamız lazım. Devletin kutsal bir şey olmadığını, verdiğimiz vergiler karşısında herkese eşit hizmet sağlamakla yükümlü bir kurum olduğunu anlamamız lazım. Devletin parayla dönen eğitim,sağlık,güvenlik v.s gibi hizmetleri veren bir şirket olduğunu içselleştirmemiz lazım. Bunu yapabildiğimiz zaman bu ülkede yaşayan herkesin verdiği para karşısında eşit hizmet alması gerektiğini içselleştirebiliriz. Ve biz bunu anladığımızda ve geriye dönüp kim nasıl giyinecek, kim nasıl konuşacak diye ölen binlerce insanı görünce nasıl hesap vereceğiz onu merak ediyorum. "Biz bu ülke türklerindir dedik ama ülkede vergi veren diğer insanlar isyan edince onları öldürdük" mü diyeceğiz. Gerçekten geride bıraktığımız bunca ölüyü hatırladıkça ne diyeceğiz?