yenik serçe

entry5 galeri video1
    2.
  1. yaban
    ve asi
    dağlara dağılan taylar gibi
    ve yangın
    gençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi

    adana’da yollara dizilmiş garlarda
    çığlık çığlığa peronlarda
    çocuklar gibiydi gözleri

    adı nevin
    şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin.

    o, kanadı kırık bir kuştu
    beyaza vurulmuştu
    kimseler görmnedi bir başka renk sevdiğini
    kimseler
    görmedi kimseler kirlendiğini.

    adı nevin
    hüzün kokar ve korkardı geceleyin.

    “kendini martılarla bir tutma” derdim; “senin kanatların yok. düşersin, yorulursun, beni koyup koyup gitme ne olursun!"

    o, kanadı kırık bir kuştu
    gülümserken vurulmuştu
    kimseler görmedi uçtuğunu
    kimseler
    görmedi kimseler öpüştüğünü.

    adı nevin
    özlem tüter ve ç(ağlardı) geceleyin.

    “ışığın” diyordu: kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum; karanlık kördü ve acımasız... ellerimle kırdım ben de kalan kanatlarımı; kanatlarımı kanatmaktan geliyorum...

    o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı. sonra da çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!

    kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda... avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi... erirdi... biz yan yana, yana yana... yana yana!

    o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
    ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı.

    gitti... kanatları yüreğimdeydi
    kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi
    yitirdim o aşkın kimliğini
    hükümsüzdür.

    adı nevin,
    ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin!

    bedirhan göçke'nin yorumu için:
    http://fizy.com/#s/17wn5j
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük