televizyon kanallarına çıkıp aziz yıldırım 'a toz kondurmama gibi bir misyon edinmiş kendisine.
son bulmamış bir davanın iddialarıyla kimsenin suçlanamayacağını söyleyip aynı durumda suçsuzluk iddia edemeyen... tabi ki edemez. o da n'apıyor? "usulde böyle yargılama yoktur" tantanasıyla ergenekon davası 'ndan silivri 'de yatan muvazzafların karıları gibi davranıp aziz yıldırım 'ı olabildiğince haklı ve temiz gösterebilmek için teknik açıdan değerlendirmeler yapmaya çalışıp geleceğine ekin ekmeye çalışıyor.
gizli yürütülen bir davanın meşruiyetini nasıl sorgular bir insan?
yüz varsa bu işlerin sonunda kızarır, istifa eder, hayatına toroslar 'da devam eder.
he! önceden de bildiğimiz üzere öyle bir takıntısı olmadığı için oturumların aleyhlerine sonuçlanması durumunda şüphelileri desteklemeyen, kulübünün haysiyetini aziz yıldırım 'dan çoook daha önde tutan ya da hiç olmadı gelişmeleri ve sonuçları bekleyip mahçubiyet tedirginliği yaşayan aklı yerinde, vasıflı taraftarlar o sarı lacivertli formayı bir kültür edindiği için, sevdiği için gururla giyer iken bu arkadaş milyonlarca insan arasında ve bir avuç basın yayın çalışanı arasında parmakla gösterilecek, dışlanacak ve o formayı malesef gururla taşıyamayacaktır.
kensisine sorarsan taşır! hiç de gocunmaz! ama o fanatiği olduğunu zannettiği kulübe ve tarihine karşı hainliğin dikalasını ifa etmektedir.