içler acısı durumdur. yaşınız, kendinizi tanıdığınız bir yaşsa ister büyük ister küçük farketmez. artık roller değişmiştir. bebekken, çocukken sizi kontrol eden, üstünüzü örten, nefes alıyor mu diye kontrol eden babanızı artık siz kontrol edersiniz.
hele anne de vefat etmişse çok korkar insan. çünkü yalnız yatar ve belki bir sabah, her sabah kalkıp çay ve kahvaltılık hazırlayan baba kalkmaz. "ehehe hayret nasıl uyanamadı ya" diye diye gidersiniz. "acaba bir işi çıktı da gitti mi" diye de düşünmekten alıkoyamaz insan kendisini. ama hiç "acaba? acaba öldü mü?"'yü getirmez, getirmek istemez...
gece rahat uyumak için, kapısını açık bırakır ve kontrol eder her gece. çok korkar ama belli etmek istemez. babası kapıyı örtmek istediğinde, "baba çok havasız kalıyor sabah ya" tepkisini verir. gece kontrol için kapısının önüne gittiğinde hareket etmiyorsa "n'olur hareket etsin" diye sayıklar içinden. hareket etmiyorsa, odasından bir şey alacakmış gibi ses çıkartılır kıpırdaması beklenir... kıpırdıyorsa derin bir oh çekilir ve 1 sonraki geceye kadar rahatlanır.
edit: rica ediyorum şu entryi oylamayın artık pozitif yada negatif. arada görüyorum nasıl bi psikoloji ile yazmışsam kötü oluyorum. 1 hafta etkisinden çıkamıyorum, içkiye vuruyorum kendimi. yaşlandın be babam...