mülk umumen Allah'ındır. sen, hem o'nun mülküsün, hem memlûküsün, hem mülkünde çalışıyorsun.
ey insan! sen kendini, kendine mâlik sayma. çünkü sen kendini idare edemezsin. o yük ağırdır; kendi başına muhafaza edemezsin, belâlardan sakınıp levazımatını(ihtiyaçlarını) yerine getiremezsin.
öyle ise, beyhude ıztıraba düşüp azap çekme. mülk başkasınındır. o mâlik hem kadîrdir(herşeye kudreti yeten), hem rahîmdir(çokça merhametli). kudretine istinad et(dayan); rahmetini ittiham etme(suçlama). kederi bırak, keyfini çek. zahmeti at, safâyı bul.
mânen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin(düzeltemediğin) şu kâinat, bir kadîr-i rahîmin mülküdür. mülkü sahibine teslim et. ona bırak; cefâsını değil, safâsını çek.
o hem hakîmdir(hikmetle iş yapan), hem rahîmdir. mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir. dehşet aldığın zaman, ibrahim hakkı gibi mevlâ görelim neyler / neylerse güzel eyler de, pencerelerden seyret, içlerine girme. mektubat